Ekleme
Tarihi: 29 Mart 2017 - Çarşamba
“Eğer o ülkelerin insanları (gereği gibi) iman edip Allah’a karĢı gelmekten sakınmıĢ olsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden nice bereket ve bolluk kapılarını ardına kadar açardık, fakat yalanladılar. Biz de kendi yapıp ettiklerinden ötürü onları azapla kıskıvrak yakalayıverdik.”(Araf: 7/96)
Allah (cc), feyiz, bereket, hayır ve ihsan kaynağıdır. O’nun şanı çok mübarek ve çok yücedir. Rahmet, bereket, rızık, hayır kapılarını tüm kâinata ardına kadar açmış, yaklaştırmıştır.
Öyleyse ömründe, canında, malında, sofrasında, evlâdında, işinde, kesesinde, ruhunda ve kalbinde bereket, hayır ve rahmet isteyen kimse mutlaka bunların membaı, kaynağı olan Cenabı Hakk’a yönelmelidir.
“Bereket, Allah’a nispetle sürekli ve kesintisiz; kula nispetle inanç ve davranışlarına bağlı olarak artıp eksilme gösteren bir değerdir.”
Bir şeyin mübarek, bereketli oluşu iki sebepten kaynaklanır:
1-Mübarekliği, bereketiyle ilgili hakkında Kur’an ve sünnetten bir iĢaret bulunması.
Allah’ın rahmet ve bereketine mazhar olan her şey mübarektir. Tebrik edilmeye, taltif edilmeye, değer verilmeye, övülmeye layık olmuş demektir. Bu manada Kur’an mübarektir, bereket kaynağıdır.
“(Bu Kur’an,) ayetlerini düĢünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır.”(Sad: 38/29)
Peygamberler mübarektir, insanlığı hayır ve berekete çağırırlar. Tüm nimetler mübarektir. Kâbe, hem mübarek bir ev hem de çevresi mübarek kılınmış bir mekândır. Mescid-i Aksa, Mescid-i Nebi de öyle…
Gökten indirilen yağmur bereket kaynağıdır. Zaman mübarektir, bereketli kılınmıştır. Kur’an’ın indirildiği gece mübarek kılınmıştır.
“Evet, onu mübarek bir gecede indir(meye baĢla)dık; zaten, Biz (insanı) her zaman uyarmaktayız.”(Duhan: 44/3)
Selâm mübarektir. Müslümanların birbirlerine esenlik dilemesi sadakadır. Hayırda yarıştır. Bereketli bir davranıştır.
“Evlere girdiğinizde, Allah katından bir esenlik, bir bereketlilik, bir temizlik dileği olarak kendinize (birbirinize) de selâm verin! Allah size ayetleri iĢte böyle ayan beyan bildiriyor ki, akıllıca hareket edebilesiniz!”(Nur: 24/61)
İslâm inancında “üç aylar” olarak bilinen hicri “Recep, ġaban ve Ramazan” ayları da bereketli, mübarek aylardandır. Hz. Peygamber (sav) şöyle dua etmiştir.
“Allah’ım! Recep ve ġaban’ı hakkımızda hayırlı ve mübarek kıl, bizi Ramazan’a ulaĢtır.”(Camiü's-sağir, 2/90)
2-Üzerinde gerçekleĢen ibadetten dolayı değer kazanması.
Şöyle bir örnekle açıklayalım:
Günün herhangi bir zaman diliminde, diyelim ki, saat 13.00-14.00 arasında bir Müslüman evinin kanepesine uzanmış olsun. Mubah bir iş yapmaktadır. Ancak bir saati ibadet değeri açısından boşa geçmiştir. Bir günah işlememişse de sevap ta kazanamamıştır.
Aynı Müslüman bu zaman diliminde haram olan bir işle meşgul olsun. Bu sefer o zaman dilimini günaha çevirmiş olur. Bir saat günah işlemiş, o zaman dilimini heba etmiştir.
Aynı şekilde kanepesine uzanmışken diyelim ezberinden Kur’an okumaya, okuduğunu anlamaya çalışsa bu sefer de bir saatlik zaman dilimini ibadete, sevaba çevirmiş olur. Aynı zaman dilimi üç farklı davranış şekliyle üç farklı nitelik kazanır. Biri mubah, biri günah ve diğeri de mükâfat…
Örnek:
Bir gün Hz. Peygamber (sav) kızı Fatıma’nın evine gider. Selâm verip oturduğunda mübarek dudağından şu sözler duyulur.
“Kadınlar, sizler çok bahtiyarsınız!” Sorar babasına ciğerparesi:
“Neden böyle söyledin ki baba?”
“Kızım! Evine yaklaştığımda meleklerin evi doldurduğunu gördüm.”
“Neden gelmişlerdi ki baba?”
“Her biri farklı bir iş için geldiler. Bir kısım melekler senin evladının beşiğini sallaman dolayısıyla gelmişti. Bir annenin evladı için yaptığı her işte sevap vardır. Annelik vazifesi meleklerin takdir ve dua ettiği bir iştir.
Bebeğinin beşiğini sallarken elinde iğne iplikle kocanın elbisesinin söküğünü dikiyordun. Eşinin ihtiyacını karşılayan kadınlara melekler dua eder, bir kısmı bunun için gelmişler.
Bir kısmı da, sen ayaklarınla bebeğinin beşiğini sallayıp, elinle kocanın elbisesini dikerken Kur’an okuyordun. İşte bir kısım melekler de okuduğun Kur’an’ı dinlemek için gelmişti…
Siz kadınlar gerçekten çok bahtiyarsınız.”
Bereket salt çokluk değildir. Bereket, özünde çok olan ve durduğu yerde artan kalıcı hayırdır. Mesela; malının kırkta birini zekât olarak veren bir Müslümanın elinde matematiksel ifadeyle otuz dokuz pay kalır. Maddi bir eksilme meydana gelir. Ama ilahi ölçüye göre o geride kalan otuz dokuz değil, belki yüz, belki yedi yüz bir değere yükselir.
Faiz, matematiksel olarak bir artma, ilave demektir. Ama İlahi ölçüde faiz artan, bereketlendiren bir özellik taşımaz.
“Allah faizli kazançları mahveder, bereketten mahrum bırakır, ama karĢılıksız yardımları (sadakaları) kat kat arttırarak bereketlendirir…”(Bakara: 2/276)
Bizi bir kez daha mübarek aylara ulaştıran Rabbimize sonsuz hamdediyoruz. Bu güzel günleri kısır tartışmalara heba etmeden ibadete çevirmenin yollarını aramalıyız. “Ġslâm’da mübarek
gün ve gecelerin yeri yoktur!” şeklindeki yorumlara takılmak, zamanı heba etmekten başka bir şey değildir. Ömrümüzü, zamanımızı bereketsizleştirir.
Zaman, üzerine Cenab-ı Hakk’ın yemin ettiği, başlı başına mübarek bir değerdir. Zamanı kokutan bir Müslüman olmaktan Allah’a sığınmalıyız. Bizim gayemiz “bala sirke damlatıp balı bal olmaktan çıkarmak değil, balın lezzetinden tadıp hedefe ulaşmaya çalışmak” olmalıdır.
Ömrünün her anını “Ġman ve takva” esasları üzerinde sürdürüp, baştaki ayetin bolluk bereket sağanağından istifade edebilmeyi Rabbim nasip eylesin!
Rabbim tüm hayır, bereket, af ve mağfiret kapılarını üzerimize sonuna kadar açıversin! Açtığı bu kapılardan girebilmeyi nasip etsin!
30 Mart 2017 (PerĢembe), yarın akşam idrak edeceğimiz Regaip kandilinizi tebrik eder, tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim…