Ekleme
Tarihi: 06 Mayıs 2015 - Çarşamba
“Herkesin yöneldiği bir yönü, gayesi, kıblesi vardır. Siz yarışırcasına hayırlı işlere koşun! Nerede olursanız olun Allah sizi (mahşerde) bir araya getirecektir. Unutmayın ki, Allah’ın her şeye gücü yeter.”(Bakara: 2/148)
Her kişinin, her toplumun kendisine ait bir değer yargısı, bir inancı ve bu inanca göre hayatını yönlendirdiği bir yönü, amacı, kıblesi, gayesi vardır.
Hayatı Allah’tan ve anlamdan yoksun olarak yaşayanlar ölümün varlığını kabul etmede bir tereddüt yaşamazlar çünkü bu apaçık bir gerçektir. Ancak ölümden sonrasıyla ilgili derin şüpheleri ya da açmazları bulunmaktadır.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
…..
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti, dönen yok seferinden. (Yahya Kemal)
Düşüncesi, tasavvuru ve kişilik inşası “vahyin ışığında” gerçekleşmeyenler ölümü “yok oluş veya meçhule gidiş” olarak görmektedirler. Onlara göre öte dünyadan geri gelen olmadığına göre orada mutludurlar.
“Tabut” adı verilen gemiye binenlerden geri dönen kimsenin olmaması, bu limandan ayrılan herkesin orada mutlu oluşundan değil, “dünya limanından ayrılan bir geminin asla bir daha dünya limanına yanaşmayacağı” gerçeğinden kaynaklanmaktadır.
Bu gemiye binen hiç kimse “oradan ne kadar şikâyetçi olursa olsun” asla bir daha dünya limanına geri dönemez. Tıpkı anne karnından dünya hayatına gelen kimsenin tekrar anne karnına dönemeyeceği gibi.
Dünya hayatıyla tatmin oldukları bir anda zevkleri yarıda kesilenlerin “ahiret yolculuğuna hazırlıksız” çıktıklarında, daha kabre girmeden “keşke geri dönüş için bir imkânım olsaydı!” pişmanlığı arşa dayanmaktadır.
Ama Rabbinin sesine kulak tıkayan nereden duysun bu feryadı?
“Nihayet onlardan birine ölüm gelip çatınca ‘Rabbim!’ der, Döndür ne olur, geri döndür beni, belki ben daha önce yapmadıklarımın yerine doğru dürüst işler yaparım!”(Müminun: 23/99-100)
Dünya ve ahiret mutluluğu gibi bir gayesi ve hedefi olmayanların “ölüm sonrası” hayatı anlamsız ya da meçhul diye algılamalarına bir diyeceğimiz yoktur. Zira “Herkes kendi tasavvur ve aklının verdiği istikamet üzere hareket eder…”(İsra: 17/84)
Kendi hür iradeleriyle ebediyet gemisinin “kaptan köşkünde” durmayı reddedip, geminin yaşanmaya en elverişsiz yerini tercih edenlerin bu tercihlerine üzülmekten başka ne yapabiliriz? “…Sakın kendinize yazık etmeyin!”(Tevbe: 9/36)
İmanlı gönüllerin en yüce gayesi “Allah’ın rızasına ulaşmaktır, zira muhteşem zafer işte budur.”(Tevbe: 9/72)
İmanlı gönüller ilahi rızaya ulaşmak için ebediyet gemisine binmeden “Hayırlı işler için adeta yarış halindedirler”(Bakara: 2/148)
Bu yarışta öne geçmek ve muhteşem zafer ancak:
1-Allah’ın rahmet ve bağışlamasına talip olmakla elde edilebilir. “Allah’ın bağışlaması ve rahmeti onların yığabilecekleri tüm dünyalıklardan daha hayırlıdır.”(Ali İmran: 3/157)
2-Sabırla elde edilebilir. “Eğer sabrederseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”(Nisa: 4/25)
3-Ahirete yönelik sıkı çalışmakla elde edilebilir. “De ki, dünyevi tatmin geçici hazdır. Ahiret ise takva sahipleri için daha hayırlıdır.”(Nisa: 4/77)
4-Günahlara samimi tevbe etmekle elde edilebilir. “Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır.”(Tevbe: 9/3)
5-Geriye güzel işler bırakmakla elde edilebilir. “Ölümsüz olan iyi işler (kalıcı salih ameller) hem sevap bakımından daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha layıktır.”(Kehf: 18/46)
6-Allah’ın muhterem kıldığını yüceltmekle elde edilir. “Her kim Allah’ın saygın kıldıklarına (buyruklarına, hürmetli kıldıklarına) saygı gösterirse bu, onun için Rabbi katında daha hayırlıdır.”(Hac: 22/30)
7-İffetli davranmakla elde edilebilir. “…İffetleri üzerine titrerlerse bu kendileri için daha hayırlıdır.”(Nur: 24/60)
Evet, herkes ama herkes bir gün dünya limanından ayrılacaktır. Sonrası ise dünya hayatında “kendi iradesiyle ortaya koyduğu tercihlere” göre bir yolculuk yapıp, “ebediyet limanına” yanaşacaktır.
Cennet ve cennet nimetlerine veya daha da ötesi Rabbinin Cemalini seyretmek te kişinin elinde, zakkum ağacı veya ebedi bir pişmanlık ateşinde yanmak ta kişinin kendi elindedir. Bu dünyada kim neyle tatmin oluyorsa ahirette onu karşısında bulacaktır.
“Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.”(İsra: 17/13)
“Ve insan başkasının değil, sadece kendi çabasının karşılığını görecektir. Ve elbet onun çabası, günü geldiğinde kesinlikle gözler önüne serilecektir.”(Necm: 53/39-40)
Hayırlı bir insan olmak için yarışırcasına çaba sarf edenlere ne mutlu!