“(Ey Habibim!) de ki: şüphesiz benim namazım, kurbanım/tüm ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.
O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ve ben bu şekilde inanmakla ve O’na teslim olanların ilki olmakla emrolundum.”(En’am: 6/162-163)
Bir Müslüman için gaye belli, yol apaçıktır. Gaye “Allah rızasına ulaşmak”, yol ise “onun gösterdiği çizgide” yürümektir.
“Şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerindesin”(Yasin: 36/4) ilahi fermanıyla desteklenen Muhammedi yolda/çizgide yücelmektir.
Hakikat yolu apaçık ortada olduğuna göre Müslümana düşen vazife yeni yollar icat etmek değil, var olan yolun sadık bir yolcusu olmaktır.
“Hayır zannettiği şeyde şer, şer zannettiği şeyde hayır”(Bakara: 2/216) olabilecek kadar önünü göremeyen aciz bir kulun yol icat etmeye kalkışması kadar tehlikeli başka ne olabilir? “Bana yönelenlerin yoluna uy!”(Lokman: 31/15) emri yüreğini okşarken…
Kurban kesmek, Muhammedi yolda olmak demektir. Efendimizin (sav) bizzat gerçekleştirdiği fiili gerçekleştirmek, peygamberler sünnetine tabi olmaktır.
Kurban, “tüm ümmetlere gerekli/ibadet kılınmış”(Hac: 22/34) önemli bir imtihandır. “Şüphe yok ki bu, elbette apaçık bir imtihandır.”(Saffat: 37/106)
İnsanlığın ilk yıllarında kurban olarak adanan şeyler ortaya konur, ateşin yaktıkları kabul edilmiş sayılırdı.
Hz. Peygamber döneminde bile bazı Yahudiler “Allah, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamayı bize emretti…”(Ali İmran: 3/183) diyerek ateş mucizesini inançsızlıklarına perde kılmışlardır.
Kurban, “insanın emrine musahhar/amade kılınan”(Hac: 22/36) belli nitelikte hayvanın, “insanın yerine, insana bedel olarak” bayram günlerinde kesilmesidir. “Biz kurban edeceği oğluna bedel, büyük bir kurban verdik.”(Saffat: 37/107)
Kurban ibadeti, Allah’a teslimiyetin bir ifadesidir. “Sizin İlahınız tek bir ilahtır. Öyleyse yalnız ona teslim olun/teslimiyet gösterin! (Ey Habibim!) gönülden boyun eğenleri müjdele!”(Hac: 22/34)
Gönülden boyun eğenleri/iyi yürekli, alçak gönüllü insanları müjdele!
Peki, neyle müjdeleyeyim ya Rabbi?
Tüm ibadetleriyle ve özellikle kurban ibadetiyle ne elde etmek istiyorlarsa, “neye taliplerse onu müjdele!”
-Kurban kesmekle sadece “şu kadar kilo ete talip olana” eti müjdele!
-“Desinler/gösteriş” için kurban kesene “gösteriş” müjdele!
-Takva’ya ulaşmayı hedefleyene “takvayı” müjdele! “Zira sizden Allah’a ulaşacak olan takvanızdır.”(Hac: 22/37; Maide: 5/27)
-Allah’ın rızasını gözetenlere de “Riza-i Bari’yi” müjdele! “Allah'ın razı olması ise, (hepsinden) daha büyüktür…”(Tevbe: 9/72)
Kurban, İslâm’ın şiarıdır. Ezan gibi, namaz gibi, mescit, hac gibi dinin olmazsa olmazlarındandır. “Kurbanlık büyükbaş hayvanları sizin için Allah’ın (dininin) nişaneleri/simgeleri/işaretleri/sembolleri kıldık…”(Hac: 22/36)
“Onlarda sizin için nice hayırlar vardır.”(Hac: 22/36) İdrak edebildiğiniz edemediğiniz nice nice faydalar ve hikmetler vardır. O hikmetlere ancak ve sadece “kurban ibadetiyle” ulaşılabilir.
O halde kurban ibadetine iştirak edenler…
-“(Kurban keserken mutlaka) Allah’ın adını ansınlar!”(Hac: 22/22, 28,34, 36)
-“Kendiniz yiyin ve ihtiyacını belli eden etmeyen fakirlere de yedirin!”(Hac: 22/28, 36)
-“Allah sadece takva sahiplerinin kurbanlarını kabul eder.”(Maide: 5/27)
-“Umulur ki şükredersiniz!”(Hac: 22/36)
DİKKAT!
Cahiliye dönemi müşrikleri, bazı hayvanları Allah için ayırır, kurban keser ve kendi haline terk ederdi. Bir yanda açlar diğer yanda da çürümeye bırakılan kurbanlar… Mübarek beldenin güzelliğine halel getiren kötü manzaralar oluştururdu.
Mübarek kurban bayramında “cahiliye dönemi manzaraları ortaya koymamaya” gayret edelim. Çevre temizliğine dikkat edelim. Unutmayalım ki, “Kurban kesmek her şeyden önce bir ibadettir. İbadet ise TEMİZLİKTİR.”
Rabbim, tüm ibadetlerimizi ve kurbanlarımızı, rızasına ulaştıracak güzellikte ifa etmeyi nasip eylesin! Kurban bayramımız mübarek olsun!