Ekleme
Tarihi: 26 Eylül 2014 - Cuma
“Hayır, iş bildiğiniz gibi değil, yeryüzü paramparça olup dağıldığı zaman, Rabbin(in emri) geldiği ve melekler saf saf dizildiği (zaman)! İşte o Gün cehennem (göz önüne) getirilip konacak; o gün insan (yaptığı ve yapmadığı her şeyi) hatırlayacak ama bu hatırlamanın ne faydası olacak ona?
(İşte o zaman insan): “Ah ne olurdu, keşke bu hayatım için önceden bir şeyler yapıp gönderseydim!” der. O gün Allah'ın yapacağı azap gibi hiç kimse azap edemez. Ve hiç kimse O'nun vurduğu bağ gibi bağ vuramaz.
Ey Allah ile tatmin olmuş insanoğlu! (mutmain olmuş nefis!). O senden razı sen ondan hoşnut olmuş olarak Rabbine dön! Haydi, gir Salih kullarımın arasına! Ve gir cennetime!” (Fecr: 89/21-30
Bir an gözlerimizi kapayalım ve dikkatlerimizi ayetlerin ortaya koyduğu mahşer sahnesine odaklayalım. Kıyamet kopmuş, kâinat altüst olmuş, kulluk imtihanı bitmiş, insanlar ikinci sur’un üfürülmesiyle topraktan çıkıp mahşerde toplanmışlar.
“Gözleri korkudan perişan bir vaziyette, etrafa saçılmış çekirgeler gibi bulundukları yerden çıkarlar. Davetçiye doğru koşarlarken inkârcılar (içlerinden): “Bu çok çetin bir gündür!” derler.” (1)
Tüm insanlar mahşer meydanında analarından doğdukları günkü gibi çırçıplak bir vaziyette ictimaya geçmişler. Allah’ın emriyle melekler de sıra sıra dizilmiş, cehennem dürülüp meydana getirilmiş. Altında on dakika duramadığımız güneş yakına gelmiş kavurucu bir sıcak.
Hz. Peygamber (sav): “Sizler yalınayak, çıplak ve sünnetsiz olarak kıyamette toplanacaksınız” buyurdu. Hz. Aişe (ra):
“Ey Allah’ın Rasulü! O zaman kadınlar ve erkekler birbirlerine bakarlar” dedim. Hz. Peygamber (sav):
“Ancak onların içinde bulundukları durum, bununla ilgilenmelerinden daha zor olacaktır” buyurdu. (2) “O gün, onlardan her birinin kendine yetecek bir derdi vardır.” (3) “O gün herkes gelir, kendi canını kurtarmak için uğraşır.” (4)
İş işten geçmiş, imtihan bitmiş, pişmanlıkların fayda etmeyeceği zor ve çetin o günde kimi insanlar mutlu ve huzurlu, yüzleri nur içinde, kimileri de simsiyah kesilmiş. Kimi dünyada gören biriyken kör olarak haşredilmiş.
“Diyecek ki “Rabbim! Beni neden kör olarak diriltin? Oysaki ben dünyada iken gören biriydim. (Allah Teâlâ) Buyurur ki: “Bu böyledir. Nasıl ayetlerimiz sana geldiğinde sen onları unuttuysan, bu gün de sen öyle unutulur, bir kenara atılırsın.” (Taha: 20/125, 126)
Mevlana:
“Dünyada diken eken kişi ancak yeşermiş taze diken biçer.” (5) “Buğdayı olmadan değirmene gidenin yalnız saçı sakalı ağarır, başka bir şey elde edemez.” (6)
“Secde ve rükûa vardın mıydı, onlar cennet bahçeleri olur. Elinle bir sadaka veya zekât versen; onlar o âlemde ağaçlık, çimenlik olurlar. Sabrın cennet ırmağı olur, sevgi oradaki sütten pınarlar gibi. İbadet zevki bal ırmağı, kulluktan duyduğun şevk şarap pınarlarıdır.” (7)
KOLAY MI SINAVI KAZANMAK!
Rasulüllah (sav) buyurdular ki:
Allah Teâlâ hazretleri cenneti yarattığı zaman Cebrail aleyhisselama:
“Git ona bir bak!” buyurdular. O da gidip cennete baktı ve:
“Ey Rabbim Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak, herkes ona girecek” dedi. Allah Teâlâ hazretleri cennetin etrafını mekruhlarla, nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle çevirdi. Sonra:
“Hele git ona bir daha bak!” buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da:
“Korkarım, ona hiç kimse giremeyecek” dedi.
Cehennemi yaratınca, Cebraile:
“Git, bir de, şuna bak!” buyurdu. O da gidip ona baktı ve:
“İzzetine yemin olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir” dedi. Allah Teâlâ hazretleri de onun etrafını şehvetlerle, nefsin arzu ettiği şeylerle kuşattı. Sonra da:
“Git ona bir kere daha bak” buyurdu. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman:
“İzzetine yemin olsun, tek bir kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorum” dedi. (8)
Dünyayı imtihan sahası olarak görmeyip nefislerinin tatmini peşinde koşanlar, imtihanı unutup zevki sefaya dalanlar, ömür sermayelerini boş şeyler peşinde heba edenler, cehennemin etrafında dolaşmayı göze alıp cehennem azabını gözden kaçıranlar mahşer gününde ne kadar pişman olacaklar!
“O gün, kişi, ellerinin önden gönderdiğine bakacak. Hakk’ı inkâr eden ise, (büyük bir pişmanlık içinde) “keşke (bugün) toprak olaydım!” diyecek.” (Nebe: 78/40)
Hz. Peygamber (sav) sorumsuzca ömür tüketenlerin bir bahane uyduramayacaklarını şu sözüyle haber vermektedir: “Allah, altmış yıl ömür verdiği kişiye bahane ileri sürme şansı bırakmamıştır.” (9)
---------------------------------------------
1-Kamer: 54/7, 8.
2-Abdullah F. Kocaer, M. Aleyh Hadisler, 760.
3-Abese: 80/37.
4-Nahl: 16/111.
5-Mesnevi: II/12.
6-Mesnevi, VI/353.
7-Mesnevi, III/3749-84.
8-Ebu Davud, sünnet,25, Nesei, eyman, 3.
9-Buhari, rikak, 5.