“Müminler o kimselerdir ki, yanlarında Allah’ın adı anıldığında (saygılarından) kalpleri titrer, Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını arttırır ve onlar sadece Rablerine güvenirler.”(Enfal: 8/2)
Bir gün Hz. Ebubekir (ra) Peygamber Efendimizle karşılaşır. Yüreğine çökmüş kasvetli ortam bir anda dağılıverir.
İnsanlık için kıyamete dek “Örnek” olarak gönderilen “aydınlatıcı kandil”, Ebu Bekir’in iman dolu yüreğine nur ve huzur doldurmuştu.
Peygamberin sadık dostu yüreğine dolan güven ve huzuru şöyle dile getirdi.
“Ey Allah’ın Rasulu!
Senin tertemiz ve nurlu bir yüzün var. Rabbimizin Cemal sıfatının bir eseri olarak yüzün dolunay gibi parlıyor. O temiz ve pak yüzüne hayranım…”
Allah Rasulü (sav), Sadık dostunun sözlerine tebessüm etti ve,
“Doğru söyledin” buyurdu.
Bu konuşmaya sahabeden bir grup şahit olmuştu.
Aradan fazla zaman geçmemişti ki, Cehaletin babası Ebu Cehil sahneye çıktı. Asık suratlı adam Peygamber Efendimize yaklaştı, başını kaldırdı ve şu talihsiz cümleleri sarf etti.
“Ey Muhammed!
Yüzün gece karanlıkları gibi. Seni görünce kin ve nefretim artıyor, çirkin bir adamsın sen!”
Sahabenin şaşkın ve kızgın bakışları arasında Rasul-i Ekrem, hafif bir tebessümle,
“Ey Amr bin Hişam, doğru söyledin.”
Sahabe şaşırdı kaldı. Dediler ki Ebu Bekir ve Ebu Cehil senin hakkında zıt şeyler söyledi. Sen ikisine de “Doğru söyledin” cevabını verdin. Bu nasıl olur?
Efendimiz (sav) şöyle buyurdular:
“Ben ayna gibiyim. Bana bakan bende kendisini görür.”
Erol Mütercimler ve fikir yandaşları, İmam Hatipler, Müslümanlar hakkında her ne koşuşuyorlarsa aslında “kendilerini tarif ediyorlar.”
“İmam Hatip Ruhu” insanlığı kurtaracak ruhtur.
İ-İmanlı bir nesil,
M-Model/örnek bir gençlik,
A-Ahlaklı bir birey,
M-Maneviyatı güçlü bir şahsiyet.
H-Hayal ve hedefleri yüksek…
A-Azimli ve kararlı,
T-Tevekkül sahibi/Allah’a güvenen,
İ-İlim Sevdalısı,
P-Peygamberinin izinde bir yaşam…
“Biz imam-Hatipliler gücünü makamından, köşesinden, koltuğundan değil, İMANINDAN alan bir nesiliz…”
İyi ki varız…