“… (Ey insan!) Sana hiç kimse, her şeyden haberdar olan (Allah’ın) verdiği türden bir haber veremez!”
“Ey insanlık! Allah’a muhtaç olanlar sizlersiniz! Allah’a gelince, O kendi kendine yeten sonsuz zenginlik sahibidir. Gerçek anlamda yüceltilmeye, şükredilmeye ve övülmeye lâyık olan sadece O’dur.”(
35/14-15)
“Ey İnsan!”
“Ey insanlar!”
“Ey insanlık Ailesi!”
“Ey Âdemoğulları!”
“Ey Kullarım!”
“Ey Cin ve İnsan toplulukları!”
“Ey Ehl-i Kitap!”
“Ey Kâfirler!”
“Ey Günahkârlar!”
“Ey Mücrimler!”
“Ey İman edenler!”
“Ey İman eden kullarım!”
“Ey İman eden temiz akıl sahipleri!”
“Ey Allah’ın kulları!”
“Kulak verin, iyi dinleyin!”(Araf: 7/204)
“Dinlemedikleri halde duyduk/işittik diyenler gibi olmayın!”(Enfal: 8/21)
“… (Şu hakikati iyi anlayın!) Göklerde ve yerde hiçbir gücün Allah’ı aciz bırakma imkân ve ihtimali yoktur. Çünkü her şeyi bilen, üstün ve yüce kudret sahibi olan sadece O’dur.”
“Eğer Allah işledikleri ameller, yüklendikleri günahlar, hak ettikleri cezalar yüzünden, insanları hemen hesaba çekip cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı!
Fakat onlara belirli bir vadeye, vakte kadar mühlet veriyor, zaman kazandırıyor…” (Fatır:
35/44-45)
“… Doğru yola ve isabetli tutuma dönme fırsatı vermek için, Allah, yaptıklarının bazı kötü
neticelerini onlara tattırır.”(Rum: 30/41)
Musibet gelir herkesi kuşatır vadesi dolanları alır, geride kalanlara “ibretlik dersler” bırakır.
“Ayakkabısının bağı kopsa bu neden başıma geldi/hangi hatayı yaptım?” diye düşünenler vardı bir zamanlar.
Karanlık dönemi geride bırakmış, Kur’an nuruyla aydınlanmış, asrısaadet çocuklarıydı onlar. Selam olsun tüm iman ehline…
“Kovid-19” diye bilinen bir virüs her birimize onlarca mesaj getirdi. Bilerek ya da bilmeyerek Yüce Rabbimizin:
xv
“Nereye gidiyorsunuz?”
“Nasıl böylesine savruluyor, Haktan döndürülüyorsunuz?” ayetlerini hatırlattı. Hem de tüm insanlık ve tüm inanç ya da inançsız grupları kapsayacak şekilde.
Tüm muhataplarının isimlerini tek tek zikrederek…
Her birimizin musibetlerden kendi payımıza çıkaracağımız birçok ibret derslerimiz vardır ve olmalıdır.
Rabbimiz mesajlarını dinlememizi, tefekkür edip ders almamızı engelleyen “tüm bahaneleri de elimizden almış, adeta kendi huzurunda toplamıştır.”
“Boş vaktim yok…
Düşünecek zamanım yok…
Koşuşturmaktan nefes alacak zamanı bile zor buluyorum…
Meşguliyetlerime 24 saatim yetmiyor vs…”
Tüm mazeretlerimizi elimizden almış ve bize adeta “zaman içinde zaman yaratmıştır.” Düşünelim ki neden başımıza geldi bu musibet?
Tek bir musibetin tetiklediği onlarca musibetler…
Hz. Ömer (ra) zamanında Medine’de bir yangın çıkmış ve suyla sönmüyormuş. Halife Ömer onlara “Cimriliği terk etmelerini” tavsiye etmiştir. Kendilerinin cömert olduklarını söylediklerinde,
“Siz verdiğinizi, Allah için vermiyorsunuz. Gayeniz gösteriş yapmaktır. Yerleşmiş bir geleneğiniz var. Âdet yerini bulsun diye yardım ediyorsunuz…” diye ikaz etmiştir.
“Başınıza gelen her musibet, ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. Bununla beraber
Allah, kusurlarınızın pek çoğunu da affediyor.”(Şura: 42/30)
Musibetlerden alınacak dersler “şerri hayra dönüştüren” bir imtihan haline getirir.
“İki metre toprağa sığacak” insan bugünlerde eve sığamıyor. Evinde tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiği halde… Tecrübe edenler söylüyor:
“Can boğaza dayanmış halde, can çekişir vaziyette tavana bakmaktansa evin penceresinden bakmak şükretmeye değer bir nimet değil midir? Neden çekilmez geliyor?”
Hele biz Müslümanlar için bulunmaz bir “fırsat kapısı” aralanmışken… Nasıl mı?
“Ya Rasulellah (sav)! Kurtuluş nedir, ne iledir?”
“Diline sahip ol! (Şikâyetten vazgeç!)” -Evin sana dar gelmesin!
-Günahlarından dolayı ağla!”
“Nice imtihanlar geldi geçti bu da geçer inşallah!”
İmtihanları, rıza kapısını aralama imkân ve fırsatına dönüştürenlere ne mutlu!
“İKİ KARIŞ TOPRAĞA SIĞAN HAYAT EVE DE SIĞAR”
- (İnfitar: 82/6)
- (Bakara: 2/21, Nisa: 4/170, 174) (Kur’an’da 23 ayette geçmektedir.) (Hucurat: 49/13 (Bazı Meallerde böyle geçer) (Araf: 7/27; Yasin: 36/60) (Ankebut: 29/56; Zümer: 39/53) (Rahman: 55/33)
(Ali İmran: 3/64, 70, 71; Nisa: 4/171; Maide: 5/77) (Tahrim: 66/7; Kâfirun: 107/1-2) (Zümer: 39/53) (Yasin: 36/59)
(Bakara: 2/104) (Kur’an’da 89 ayette geçmektedir.) (Ankebut: 29/56)
(Talak: 65/10) (Ayrıca peygamberlere, yer ve göğe, Nuh’un çocuklarına, cahillere ve sapkınlara yönelik hitaplar da bulunuyor. Kaynak: Enver Bayram, Kur’an’da hitaplar, Dergipark.Org) (Hadis-i Şerif: Müslim, Birr, 30) (Tekvir: 81/26) (Yunus: 10/32; Zümer: 39/6) (Tirmizi, Zühd, 50)