Ekleme
Tarihi: 14 Şubat 2017 - Salı
“Rabbi (İbrahim’e) ‘Müslüman olup bana teslim ol!’ deyince o şu cevabı vermişti: Teslim oldum âlemlerin Rabbine.”
“Ve İbrahim çocuklarına bunu aynen vasiyet etti; Yakup da (böyle yaptı): Evlatlarım! Bakın, Allah size en saf ve temiz inancı bahşetti. Şu halde (Allah’a) tam teslim olmadan can verecekseniz sakın ölmeyin!”(Bakara: 2/131-132)
Hz. İbrahim ve Hz. Yakup’un çağrısı tüm peygamberlerin ortak çağrısıydı. Çocukları mesabesinde olan ümmetlerini ve evlatlarını “Allah’a kulluğa” davet etmişlerdir.
Davetlerinin en dikkat çeken yönü hiç kuşkusuz rahmet ve merhamet, tevazu ve alçakgönüllü, gönül okşayıcı olmasıydı.
(يَا بُنَیَّ)“Ey çocuklarım! Evladım, yavrucuğum, yavrum!” diyerek hitap etmiş, onlara son derece “yumuşak davranmış”(Ali İmran: 3/159), “tevazu kanatlarını sonuna kadar indirmişlerdir.”(Şuara: 26/215)
“Hani Lokman oğluna öğüt verirken şöyle diyordu: Yavrucuğum! Allah’tan başkasına ilahlık yakıştırma (şirk koşma)! Çünkü her tür ilahlık yakıştırma gerçekten de korkunç bir zulümdür.”(Lokman: 31/13)
“Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır.”(31/16)
“Yavrucuğum! Namazı dosdoğru kıl, iyiliği tavsiye et, kötülükten sakındır, başına gelene sabret. İşte bunlar, uğrunda azmedilmeye değer işlerdendir.”(31/17)
“(Yavrucuğum!)İnsanları küçümseyip onlardan yüz çevirme. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah kendini beğenip öğünen ve böbürlenen kimseleri asla sevmez. ”(31/18)
“(Yavrum!)Yürüyüşünde, davranışlarında ölçülü ve mutedil ol; konuşurken de sesini ayarla. Unutma ki, seslerin en beğenilmeyeni, (avazı çıktığınca bağıran) merkep sesidir.”(31/19)
Hz. Peygamber (sav) buyurdu:
“Evladım! Sana bazı şeyleri öğreteceğim: Allah’ın (hakkını) koru ki O da seni korusun! Allah’ın (dinini) koru ki O’nu hep yanında bulasın!
Bolluk, genişlik zamanında Allah’ı hatırla ki, darlık ve sıkıntılı zamanında da Allah seni hatırlasın! Bir şey isteyeceğinde Allah’tan iste! Yardım dileyeceğinde Allah’tan yardım dile!
Şunu bilmelisin ki, tüm insanlar (varlık âlemi) bir konuda senin yararına bir şey yapmak için bir araya gelse, Allah o şeyi senin için yazmadıkça asla fayda sağlayamazlar!
Yine (bütün varlık âlemi) bir konuda sana zarar vermek için bir araya gelse, Allah o şeyi senin zararına yazmamışsa asla zarar veremezler!
Yine şunu bil ki, muhakkak (Allah’ın) yardım ve zaferi sabır ile birliktedir ve muhakkak kurtuluş, keder ve sıkıntı ile beraberdir ve şüphesiz her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.”(Tirmizi, SıfatülKıyame, 59)
EVLADIM!
İnsan olarak dünyaya gelen her kişi,
Rabbine imandır yapacağı ilk işi,
İnançsızlık bir felâket ki, tarifi ne mümkün,
Ne bereketi kalır dünyanın ne de ömrün.
İmanla bitmez kulluk, namaz günde beş vakit,
Önce yüzünü yıka o nurla, sonra ruhuna akıt.
Esas duruşunu güzel yap, sükûna ersin beden,
Secdeyle yükselmek varken bu düşüş neden?
Selâmla bitirip salatı, razı etmiş oldun Hakkı,
Unutma bir de zekât var, malında fakirin hakkı,
Sadakaysa gönülden gelen, kula güzel hediye,
Savuşturur her kötülüğü, yaklaştırır Nebi’ye.
Tarifi imkânsız bir ibadet, oruç; misk kokusu,
Nefis tesirini yitirir, Şeytan’ın ötmez borusu,
Kul biçemez kıymetini, hak katında kıymeti,
Bire yedi yüz bile yetmez, sağlam ise niyeti.
Evladım! Küçük görme, dört elle sarıl sünnete,
Tabi olmazsan Nebi’ye, girer misin cennete?
Yol belli, yol apaçık, aç gözünü a korkak!
Peygamber yolu tek yol, gerisi çıkmaz sokak,
Sofrada lafa dalıp, unutma, çekbesmeleyi!
Bırak gevezeliği, midende şeytan beslemeyi!
Sağ el nimet içindir, sağ elinle yemeye bak!
“Sünnetle!”Yemek artıkları ile kalkmasın tabak.
Takın edebini, suyunu tek nefeste içme!
En büyük nimet odur, su deyip geçme!
Su, yaşamın, varlığın, hatta senin özün,
Arş-ı âla’ya çıksın, “elhamdülillah” sözün.
Evladım! Şamata, kahkaha yok sofrada,
Binlerce mucize, ibret var ki doymada,
Gevezelik adaba ters, işi tadında bırak,
Teşekkür et, sofradan edebinle kalk!
Evladım! Aç kulağını iyi dinle ana babayı,
Haddini aşıp zalimce, kesilme kabadayı,
Onları üzmek, incitmek mi? En büyük vebal,
Özür dileyip affettir, okşa gönüllerini derhal.
Sapma doğruluktan, şaşırma hak yolunu,
Allah yardımsız bırakır mı, sadık kulunu,
Yalandan, kin, iftiradan uzak durmaya bak,
İffetin koru,na-mahreme göz kapayarak.
Güler yüzlü, tatlı dilli, bir de nezaketli ol,
Haram meclisinden uzaklaş derhal kaybol,
Güzel ahlâkbereket, tartıda en ağır ibadet,
İnsan için büyük erdem, ne büyük bir fazilet.
İnsanoğlu mayasında bin bir zehir karışık,
Şeytanla dost olmuş, sinsi tuzaklara alışık,
Güleryüz mü dedin? O ne sahte bir perde!
Karşına çıkıverir, hiç ummadığın yerde.
Evladım!İffetini koru, ailene sahip çık,
Her gelen geçene kapın olmasın açık,
Kuzu postu giymiş ne arsızlar dolaşır,
Namus beyaz gömlek, çamur hemen bulaşır.
Biliyorum, uzun sözü, nasihati sevmezsin,
Darılırsan selâm verip mezarıma gelmezsin,
Elbet çok hoşa gider, mevzuyu kısa kessek,
Babalık işte evlat! Babalık böyle bir meslek.(Yusuf KAMBUR)
Rabbim hayırlı evlâtlar yetiştirebilmeyi nasip etsin. Evlâtlarımızı göz aydınlığı kılsın inşallah. Selâm ve dua ile…