Yıllardır bu ülkede yaşıyoruz çok idareciler, çok iktidarlar gördük. Yalandan kabadayı olanları gördük, yalanlarla ülkeyi yönetenleri gördük. Diz boyu sorunlar varken her şeyi tozpembe gösterenleri gördük. Yıllardır yani uzunca bir süredir Türkiye’de olan bitenleri yakinen gördük ve yaşadık.
Bildiğiniz gibi biz Türk milleti geçmişte gördüklerimizi, geçmişte yaşadıklarımızı tez unutan bir milletiz. Hem de bile bile unutuyoruz ve hatta geriye dönüp bakmak bile istemiyoruz. Yada işimize öyle geliyor. Veya körü körüne bir inat uğruna geçmişi hatırlamak istemiyoruz. Aslında bir geriye dönüp baksak her şeyi göreceğiz.
Bundan on yıl geriye bir on yıl gidelim, üniversitelerin durumuna bir bakalım üniversiteler Türkiye’de kanayan bir yaraydı. Anarşinin ve hatta memleketi bölmenin en uygun zeminiydi. Türkiye Avrupa’nın ve orta doğunun en geri kalmış ülkesiydi paramızı çuvallarla taşıyorduk paramızın hiçbir değeri yoktu. Hasta adam ilan edilmiştik. Başbakanımız yabancı ülkeler başbakanları karşısında eziliyordu. Şimdi ise dik ve gururluyuz orta doğunun da umuduyuz.
Bundan on yıl geriye gidersek, mecliste çalışmayan hükümetler her gün toplanan milli güvenlik kurulları Türkiye’yi avucunun içine almış bir IMF görüyoruz. Para bulabilmek için yabancı ülkelere avuç açan bir ülke olduğumuzu hatırlıyorum. Bunlar hafızalarımızdan hala silinmedi.
Bundan on yıl geriye gidersek, Genelkurmay başkanı karşısında iki büklüm olan başbakanları görüyoruz. Mecliste kararları hükümet değil askeri rütbeler alıyordu hükümet ise sadece uyguluyordu. Sokaklarda gezerken askerin korkusunu her zaman ensemizde hissediyorduk. Pazar jandarma Karakol Komutanı bir Başçavuş’un Pazar halkına yaptığı zülüm ve baskıyı yaşayanlar bilir. 12 Eylül’ü bir türlü unutamıyorduk. PKK’ nın şerrinden köyler boşaltılıyor insanlar yarınından endişeli olarak köylerinden şehirlere göç ediyorlardı. Şimdi köylerden şehirlere değil şehirlerden köylere geri göç başladı. Bu da birilerini rahatsız ediyor çünkü memleketimizde huzuru istemiyorlar memleketimizin gelişmesini istemiyorlar.
Sağlık sorunu kanayan bir yaraya donmuştu, çözülmesi mümkün değildi. Köy hizmetleri ise artık hallolması gereken bir problemdi. Şimdi sağlık sorunu en iyiye yakın bir şekilde halledildi. Köy hizmetleri eskisinden daha iyi çalışır hale geldi.
Yine on yıl geriye gidersek, her on yılda bir olağan hale gelen darbeleri bekler olmuştuk. Azıcık ortalık karışsa asker kafayı gösteriyor darbe geliyor korkusu insanları çileden çıkarıyordu. Yukarıdakiler darbeye alışmıştı on yılda bir darbe yapılır. Türkiye yeniden bir askeri düzene girer mantığı hüküm sürüyordu. Aslında kimsenin endişesi yok ama bazı çokbilmişler televizyonlara çıkıp bas bas bağırıyorlar özgürlük, demokrasi çığlıkları atıyorlar. Tabii ki halk bunları dinliyor ama sırası gelince de kendi bildiğini yapıyor.
En önemlisi de on yıl geriye gittiğimizde, Türkiye mafya, kaçakçılık, uyuşturucu konusunda İtalya ile yarışır olmuştu. Her taşın altında bir mafya çıkıyordu her işimize mafya karışıyor tahsilâtlar artık mafya aracılığıyla yapılıyordu. Hatta asayişi bile mafya sağlamaya çalışıyordu.
Bu şu demek değil, bunları AK Parti başardı CHP, MHP, vs başaramazdı. Hayır, belki onlara bir fırsat verilseydi onları da görürdük, onlarda belki daha iyisini yapabilirlerdi. Burada birilerini kötüleyip diğerlerini övmeye çalışmıyorum ama işin doğrusu bu. Türkiye bir on yılda çok şeyler kazandı. Halkımızın bu hükümete tam yetki vermesinin de bunda rolü büyük ama lider olarak Başbakan Recep Tayip Erdoğan beyinde yaptıkları da unutulacak gibi değil.
Şimdi Türkiye çok iyi bir konuma geliyor ama eksikliklerimiz yok mu? Var tabi ki, bir kere Türk millet olarak hala adam kayırma huyundan vazgeçemiyoruz. Bu bizden, bu sizden ayrımcılığını hala yapıyoruz. İdarecileri hakkı hukuku ile seçip gönderemiyoruz. İlle de bizim adamımız olsun mantığıyla hareket ediyoruz idarecilerin eksikliklerini kabul ediyoruz ama bizim adamımız diye ses çıkarmıyoruz. Adalet mekanizmamız iyi işlemiyor, mutlaka buna çözüm bulunması gerekir yoksa adalete olan güvenimizi yitirebiliriz.
Yine bir eksiğimizde bir kesimin partisi iktidar olunca her şeyi biz yaparız her şey bizim elimizde sanıyorlar. Bu çok yanlış bir düşünce. Mağrurlanma padişahım senden büyük Allah var demişler. Burası Türkiye’dir, hepimizin vatanıdır. Arkana bir partiyi veya birilerini alarak böbürlenmek herkesi kendinden küçük görmek delikanlılık ve insanlık dişi bir tutumdur. Bundan sonra seçeceğimiz idarecilerin daha dikkatli seçilmesi dileğiyle.
Saygılarımla…