Teknik adamlar kendilerine duyulan güven genişlediği zaman hedeflerini de yakınlaştırırlar. Ama hatalar, yanlışlar ve oyuncu tercihleriyle puanlar kaybedilince güven azalır. Futbol izleyicisi kimin ne yaptığını, neyi yapamadığını görüp iyi analiz ediyor. Kimse kimseyi bırakın kandırmayı yanıltamaz bile. İlk yarıda Rizespor’a karşı müthiş bir güven vardı. Kısıtlı bir kadroyla şansının yardımıyla iyi işler başarmıştı.
Ara transferde alınan 2’si yabancı 7 oyuncuyla ikinci yarı daha iyi olacak derken beklenen maalesef olmuyor. Kendi sahasında öyle yada böyle kazanan bir Rizespor deplasmanda galip gelemiyor.
Elbette kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bu iş, bir plan-program işi ve zamana dayalı... Doğru yatırımların doğru sonuçlar verebilmesi için gereken sabır kadar hatta onunda önünde, o işi yürütene duyulacak güven, çok daha önemli.
Ama Rizespor’da güven erozyonu yaşanıyor.
Zaman hızıyla haftalar su gibi akıp giderken ligin boyu kısalıyor ve Rizespor’un süper lige çıkıp çıkamayacağına dair hesaplar kitaplar yapılıyor.
Geçen sezon puan cetvelinin son sıralarını mekan edindiği için küme düşme tehlikesi yaşayan ve son maçını kazanarak ligde tutulabilen Rizespor, bu sezon süper lige çıkması için ciddi bir şansı var. Ama bunu iyi kullanırsa var.
Çokta başarılı sayılamayacak bir transfer ve hazırlık döneminin ardından, ikinci yarının geride kalan 8 haftasında Rizespor 2 yenilgi, 3 galibiyet 3 beraberlik aldı.
Rizespor, sezon sonuna kadar gerçekten de zor maçlar oynayacak. Atmaca’nın şu günlerde haline baktıkça, gerçekten de insan endişe duyuyor. Deplasmanda kazanamayan doğru dürüst gol pozisyonu bile bulamayan Rizespor kalan 8 maçın 5 tanesini dışarıda oynayacak. Bu hafta ligde kalma mücadelesi veren Akhisar deplasmanı ardından Altay ile Rize’de sonrada zirvenin güçlü adaylarından Mersin ile dışarıda. Peşinden de Kartal, Bolu, Adana, Linyit ve Samsun var. Rizespor’un süper lig hedefine varması için bu maçlardan en az hasarla çıkması gerekir.
Gelinen noktada söylenecek fazla bir şey yok. Nedeni de bundan evvel kazanması gerektiği maçlarda kaybettiği puanlardan sonra ne lazımsa söylendi yazıldı.
Rizespor’da artık akıllanması ve toparlanması gereken kişilerin; teknik kadro ve futbolcular olduğu da bir gerçek. Sezon başından beri isimlerine ve kariyerlerine yakışmayacak oyunlar çıkaranların, bu zorlu günleri geçmesi gerekir.
Rizespor’un bugün çok kritik bir dönemden geçtiğini savunuyor ve diyoruz ki.
Ümit Kayıhan’ın artık yanlış yapma lüksü yok. Her konuda çok dikkat etmeli. İşini sözle değil eylemle yapmalı. Küçük hesaplar peşinde olmamalı. Bu sahnenin en önemli unsuru olan futbolcular üstlendikleri misyonun gereğini yerine getirmeli. Yönetimin başarısı, sadece stat yapmakla, ekonomiyi düzeltmekle ölçülmez. Sportif başarıyla ölçülür. Sportif başarıyı sağlayamayan yönetim başarısızdır.