“…O hâlde, Allah’tan gelen hükümleri
çiğnemekten sakının ve emirlerini can kulağıyla dinleyin!
Unutmayın ki Allah, bile bile günah işleyen
bir toplumu doğru yola iletmez.”
(Maide: 5/108)
(Bile bile günah işleyen/yoldan çıkmış/ilahi emirleri
çiğneyen/başına buyruk/fasıklar güruhunu) doğru
yola ulaştırmaz…
Ramazan on iki aydan bir ay, Namaz günde beş vakit,
Hac ömründe bir defa, Zekât malın kırkta biri…
Doğruluk
her zaman, her yerde, her işte, herkese Farz…
Her Müslümana Farz-ı Ayın…
Yani “olmazsa olmaz.”
Namaz gibi, oruç, zekât, hac gibi…
Oruçta doğruluk, hacda doğruluk, namazda doğruluk,
zekâtta doğruluk, düşüncede/ özde doğruluk, sözde
doğruluk, gözde doğruluk, eylemde doğruluk…
İtikatta doğruluk, ibadette doğruluk, itaatte doğruluk,
siyasette doğruluk, ticarette doğruluk, zanaatta doğruluk,
kanaatte doğruluk…
“Rabbimiz Allah’tır deyip dosdoğru olanlar var ya…”
Sağlam ve sahih bir imandan sonra hayatın tümünde
Doğruluk ve dürüstlük sergileyenler…
Bundan kolay ne var ki ey Hatip! Tam işin ehline geldin.
Dosdoğru birini arıyordun işte buldun. Merhum Akif gökte
arıyordu sen yerde buldun onu… Evvel Allah
“Peygamberlerden sonra ben gelirim.
Hayatta hiç yanlış işim olmaz(!)”
Hiç yanlış işim olmaz!!!
Gün gelir düşünürsün yok benden takva adam,
Gün gelir bakarsın ki, bir eser yok takvadan,
Bugün her şey yolunda, fışkırmakta güzellikler,
Bir bayram havası, galiba yok oldu rezillikler,
İşte oldu iş tamam, ben de kemale erdim derken,
Şeytana yem olursun, şeytanı yendim derken. (Y.K)
“Denenmemiş iman hali ya da cehaletin yaman hali…”
Biraz servet, biraz şehvet, biraz şöhret, biraz ilgi,
biraz yetki, biraz imkân, biraz fırsat, biraz makam…
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
“Emrolunduğun gibi…”
“Dosdoğru ol!”
-Ailede terör estirmek yok, fiili şiddet bir yana sözlü
hakaret bile yok, ima yoluyla bile, işaret yoluyla bile yok.
“Gönül kırmak Kâbe’yi yıkmak gibidir.”
-Toplumsal hayatta yalan, hile hurda, kandırma, aldatma,
adam çarpma yok. “Bizi aldatan bizden değildir.” İslâm
halkasını/nişanını boynundan çıkarmıştır…
-Sözde yalan yok, yalan yeminle mal satmak yok,
dini alet ederek ticaret yok, ayıplı malı kusursuz
gösterip sonra da “satılan mal geri alınmaz” yok.
Fahiş fiyatla mal satmak yok.
“Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların
zarar görmediği kimsedir.”
-Zamandan çalmak yok, namazdan çalmak yok, maldan
çalmak yok, kaliteden çalmak yok, başkasının hakkından
çalmak yok, her telden ayrı çalmak yok, izinsiz kapı
çalmak yok!
Çalmak yok…
“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”
Sahi, neyle emrolunduk ki?
“Elif lam mim. İşte Kitap! İşte Kur’an!”
“(Ya sin) Ey insan! Ey Peygamber!
Hikmetle dolu Kur’an’a yemin olsun ki,
Sen gönderilen peygamberlerdensin.
“Dosdoğru yol üzerindesin”
Dosdoğru bir Müslüman olmak için
“Kur’an ve Sünnete” sımsıkı yapışmak gerek…
Gerisi laf-ı güzaf…
Ramazan ve doğruluk, her zaman doğruluk…
“… Orucu farz kıldık ki, takvaya ulaşasınız.”