PAZAR'DA YAŞANAN SEL VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
PAZAR'DA YAŞANAN SEL VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Ben her zaman derim. İşini yapanı takdir, etmeyeni uyarmak görevimizdir. Bunu yaparken kişileri hedef haline getirmek gibi bir düşüncem yoktur. Böyle bir sonuca varan da namerttir.
Ben sorun ve sorunları dile getirirken o makamda olanın kimliğine bakmam. Bu lafı nasıl algılarsanız algılayın ama işini yapmayan hem kendine, hem kurumuna, hem çalışanlarına ve o yöre insanlarına haksızlık etmektedir. O yüzden ben de bazen hata yapıyorum. Bunu hassas okuyucularım hemen görüp ikaz ediyorlar. Bağırıp çağırıp feryadı figan yerine buna da memnun oluyorum. Tabi ki art niyetli olmamak koşuluyla.
Şimdi sizlere bu kez yaylaları değil de yine önemli bir konuyu gündeme taşıyacağım. Bu yazıma da gücenenler olacak. Olsunlar. Ben yazayım. Onlar da gereken işlerini doğru ve sağlıklı yapsınlar. Yine de ne derse desinler aldırmam.
Bilindiği gibi bölgemiz bolca yağmur alan bir yerleşim alanı. Bunu idareciler de biz de çok iyi biliyoruz. Bu bölgede yaşayan ve yaşları ilerlemiş dedelerimizden hep duyarız; “Mutlaka bir gün dere yatağını bulacak” derler. Duyarız da tedbire sıra gelince gıkımız çıkmaz.
Bizim bu yörenin havzası derin kuyu sularıyla değil akarsularıyla dehşet saçan taşkınlara yol açan bir yerleşim alanıdır. Bunu uzmanı olanlar söylüyor. Böyle olmasına rağmen yinede dere ve sulara aldırış etmeden ev işyeri ve yerleşim alanı gibi yatırımlara devam ederiz. Bir gün mal ve Allah vermesin can kaybı olunca da ah vah ederiz.
İlçemizde yine sel baskını oldu. Ucuz atlattık. Allah bu kez bize torpil etti ve ”Akıllı olun ha” dedi. Hemen ardında da “yoksa” diye ikazına devam etti. Yol, menfez, kanal, su, istinat duvarı, asfalt ve beton işlerini bölgemizde Karayolları, Devlet Su işleri ve Köylere Hizmet Götürme birlikleri, yani Özel idareler yapar. Devlet ve Hükümet bu konuya çok önem veriyor. Büyük de yatırımlar yapıldı. Bunu kimse inkâr edemez. Etmiyor da. Hatta takdir bile ediyorlar. Lakin devlet kendi adına işleri yürütmek, yerinde hizmet içinde bunları belirli dairelere bağlıyor. O kanalla da işler yürütülüyor.
Şimdi bakalım.
Pazar Hemşin deresinin bir yanı Karayollarına diğer yani Devlet Su işlerine bağlı…
Pes doğrusu!
Devlet adına hizmet yapanlar da ayrı ayrı çalışıyor!
Bir süre önce Pazar-Hemşin arasında asfalt çalışması yapıldı.
Yol en az üç veya beş santim yükseltildi. E, bunda ne var diyeceksiniz. Elbette var. Bir kere akacak suları ne yapacaksınız? O yerdeki arazi sahiplerinin uğrayacakları sellere nasıl tedbir alacaksınız? Yaya vatandaşları nereden yürüteceksiniz? Bunlar hiç mi aklınıza gelmiyor? Yoksa geliyor da umursamıyor musunuz?
Yine ara sıra olduğu gibi TOKİ bölgesinde sel oldu. Bu yaşanan taşkına geçmeden önce, ilginç bir konuşmayı nakledip konuya gireceğim.
Sel baskını 7.30’da oldu. Her ne kadar kendi görev alanı olmamasına rağmen Pazar Belediyesi ekipleri oradaydı. Bunlar arasında biri de bendim. Sadece oranın muhtarı ve belediye çalışanları yağmurun altında ilk tedbirleri almak için muhtarla istişare edip araç ve edevatı oraya yıktılar. Ve çalışmaya başladılar. Belediye araç ve makineleri yeterli olmayınca özel şahıslardan iş makinesi temin edildi. O bölgede taşkına sebep olan Kocaköprü bölgesinde gelip Hemşin deresine dökülen ırmaktı. Bu bölgede her kim yapmışsa o kurum kendini biliyor; bir menfez yapmış ki Vallahi billahi en cahili bile bunu yapmaz. İşte bu menfez yapılırken orada bulunan Yaşar amca adındaki şahıs bana şunu anlattı. “Abdullah burası yapılırken Möhendisler (kendi aksanı ile) buradaydı. Dedim oğlum ne yapıyorsunuz? “menfez” dediler. Yavrum bu böyle olmaz. Siz defter kalem görmüş geçirmişsiniz, okullar okumuşsunuz ama ben bu yerlere 40 senemi verdim. Yapmayın tutmaz dedim. Ama onlar okullu möhendisler ya Abdullah’ım beni dinlemediler. Bu devlete yazık değil mi? Bu kadar parayı devlet bir işe yaramayan bu menfez için mi yolladı? Ve bu ırmak üç kez taştı. Bunlar gene az bu taşmaya bir de her yetmiş beş sene sonra yatağına kavuşacak olan Hemşin deresi de eklenirse ne çarşı kalır ne de orda yaşayanlar” dedi.
Peki, bu sözlere bir şey eklenir mi?
Her şeyi cebindeki kalem ile elindeki kâğıtla ölçen zihniyet ne olur bir gün de burada yaşayanların sesine kulak verse ve yine de bildiğini yapsaydı.
Bu yazdığım kurumlardan şikâyetler bitmiyor. Bir işi yaptığınızda neden tam ve sağlıklı hale getirmiyorsunuz? Sizlerin üzerinizde bulunan veballer çoktur. Hem devlet hem de kul hakkı vardır. İşi adil ve usulüne göre yapın. Yoksa hem kul hem de hukukullah hakkı doğar.
Bakın yine söylüyorum. Kimseyle tartışmaya girmeyi asla istemediğim gibi işim de olmaz. Kimseyi de hedef almam. Lakin yaşanan ve gelişen olaylara karşı da sessiz kalmam. Üç günlük dünyada hiç olmazsa yazılarımızla anılanım yeter. Bu kurumlarda çalışanlar da bizim çok yakından tanıdıklarımızdır. Arkadaşlarımdır. Lakin söz konusu mal ve can olunca onların da canı yanıyor. Bir aksaklık varsa bunu söylemek ve yazmak bize, tedbir alıp sağlıklı bir yapıya kavuşturmak da onlara düşer. Birileri eleştiri gibi gözüken gerçekleri yüzünüze söylüyorsa sakın gücenmeyin. O kişiyi gerçek dost bilin ve teşekkür edin. Nefsinize uyup da oraya buraya çamur atmayı değil de “nerede hata yaptım düzelteyim” yolunu seçin.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.