1-EGİTİM-ÖĞRETİM
Tüm ülkemizde olduğu gibi Pazar İlçemizde de okullar açıldı. Velilere, öğrencilere ve öğretim görevlerine hayırlı ve uğurlu olsun. Ben de ilk olarak İlçemizde eğitim ve öğretim sorunlarıyla yazıma devam edeceğim. Daha sonra diğer kurumlarımızdan sağlık (hastane) asayiş (emniyet) konularıyla inşallah karşınızda olmaya çalışacağım.
Bu kez konuları ve alanları farklı olmasına rağmen sorunları ortak olan kurumları ele almaya çalışacağım. Bu kurumların ilçe halkı ile yakından ilgisi olduğundan bizi ilgilendiren iç meselelerden çok yapılan hizmetler ve gündeme gelen şikâyetlerdir. Aslında kurumlar İlçenin gelişmesi ve kalkınması için ortak hareket etmesi gerekir. Umuyorum öyledir. Başlıklar altında ele alacağım, kurumlar için yazacağım yazılar, eleştirisel olsa bile şahısları rencide eden tarzda olmayacaktır. Bizim görevimiz vatandaştan gelen şikâyetleri ilgili kurumlara duyurmaktır. Asla art niyet yoktur.
Pazar İlçesi eğitim yönünden son yıllarda büyük atılım göstermiştir. Yeni kurulan Anadolu Liseleriyle adeta şaha kalkmıştır. Dışarıdan ilçemize birçok öğrenci gelmeye başlamıştır. Alt yapımız açısından sıkıntı yaşadığımız bir gerçektir. Bu yönden hazırlıksız yakalandık. Gelişmeler çok hızlı oldu. Devlet olarak ve özel teşebbüsler de bu konuda çalışma yapmakta oldukça geç kaldılar. Birçok öğrencimiz barınma sıkıntısı ile karşı karşıya kaldı. Umarım bu sorun İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve siyasiler tarafından ciddi bir şekilde ele alınır da uzun yıllar konaklama sıkıntısı çekmeyiz. Yurt ve otel konusunu günlerce gündeme getirmemin nedenlerini sanıyorum yetkililer eğitim sezonu açıldığında fark etmişlerdir. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz ve ona bağlı birimler çok özveriyle görevlerini yapıyorlar. Birçok sıkıntıları olmasına rağmen sorumluluklarının bilincinde işlerini aksatmadan devam ettiriyorlar. Şimdi ise okullar açıldı. Öğretmenlerimize ve velilere çok büyük sorumluluk düşmektedir. Eğitim kalitesini artırmanın yanında genç beyinlere; vatan, din ve millete bağlı olmanın tarihi kültürü ile adeta dünyaya bir mozaik olan ülkemizin çıkarlarını gözeten, bencilik anlayışından uzak, bizcilik kültürünün yerleştirilmesi, anlatılması gerekir. Bu konuda yetişmiş öğretmenlerimizin olduğuna inanıyorum. Benim eğitim diye ele aldığım meselelerin bir gün inşallah öğretime dönüşmesini görürüz de daha kalifiyeli gençlerimiz ülke geleceğini elleriyle yüceltirler. Burada anne ve babalara çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Anne ve babaların en önemli görevi, kendilerine emanet olarak verilen çocuklarının, eğitimleriyle ilgilenmek, onlar için gerekli ortamı hazırlamaktır. Çocuğun eğitimi ailede başlar. Çevreyle gelişir, okulla devam eder. Okulun en önemli safhası, anaokulu dediğimiz dönemi kapsıyor. Anaokulu, okul öncesi eğitimin temelini oluşturması bakımından çok önemlidir. Okul öncesi, ilk ve ortaöğretim çağındaki öğrencileri bedeni, zihni, ahlaki, manevi, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştiren ufku açık eğitimciler, kendilerini yetiştirmeli, ardından bilgilerini genç beyinlere tüm siyasi mülahazalardan arınmış olarak aktarmalıdırlar.
Bugün ülkemizde uyuşturucu vampirleri okul önlerinde gençlerimize tuzak kurarak neslimizi köreltmek için ellerinden geleni yapmaya çalışmaktadır. Bu fırsatçılara karşı Pazar eğitim camiası ve halkı olarak uyanık durmak zorundayız. Okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimiz ders saatlerinde öğrencilerini çok iyi takip etmeli olumsuz ve nahoş bir durumla karşı karşıya kaldığında anne ve babaları mutlaka okula davet ederek, yara büyümeden tedavi edilmesine çalışmalıdırlar. Bu yönüyle ben eğitim camiasının öğretim üyelerini sadece dersle kalmayıp, okul dışında da bağırlarına sığınan yavrularımızı kendi evlatları gibi görmelerini ve ona göre çalışma yapmalarını rica ediyorum. Her şeyi devlet yapacak diye beklemek çok yanlıştır. Öğretmenlerimize düşen görevler de vardır. Okullar açıldığı gibi Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerimizin atamalarını yaparak birçok değerli öğretmenimizin de yerlerini değiştirmek zorunda kaldılar. Bu asla öğretmenlerimiz üzerinde kırgınlık bırakmamalıdır. Bu vatanın her karış toprağı bizimdir. Öğretmenlerimiz doğunun en zor koşullarında göğüslerini kurşunlara hedef ederek sınavlardan geçerek bugünlere gelip eğitim vermeye devam ediyorlar. Ben bu kahramanları tebrik ediyorum. Ben eğitim camiasının bir ferdi değilim. Lakin babayım. Çocuklarımın öğretmeniyim. Tüm çocukları kendi evlatlarım gibi görür ve korumaya çalışırım. Onlara gelen herhangi bir musibeti bize gelmiş gibi içimde hissederim. Bu yüzden basın mensubu olarak haddimi aştım ise değerli eğitimcilerimden özür diliyorum.