Her hafta değişik konuları içeren yazılarla karşınıza çıkıyoruz. Yerelde ikamet ederken ulusal sitelere yazılar yetiştiriyoruz. Kolay değil tam 25 senedir ikinci, işimiz olan gazeteciliği severek yapıyoruz. Maddi hiçbir katkı da almıyoruz. İlçemizi tanıtıp sorunlarını ilgili ve alakalı kişi ve kişilere ulaştırıp sonuç almaya çalışıyoruz. Biz de insanız. Hatalarımız elbette oluyor. Olacaktır da. Şunun çok iyi bilinmesini istiyoruz ki, kimseye art niyetle yaklaşmayız. Bu bizim tarzımız da değildir. Zaman içinde herkes gibi biz de siyasi oluşumların içinde bulunduk, bulunuyoruz. Fanatik bir siyasetçi değiliz. Olaylara siyasi gözlükle değil objektif bir şekilde bakmaya çalışıyoruz. Bazen hislerimiz karıştığında sanki tarafmışız gibi algılanıyorsa da takip edilen toplumsal sorunlara çözüm için bunları yapıyoruz. Siyasi oluşumlar gelip geçicidir. Kalıcı olan kişinin dürüstlüğü, saygınlığı ve karşısındakilere eşit davranışı olanıdır. İlçemiz genelde sosyal demokrat bir yapıya sahiptir. Okumuş bir çoğunluğa sahibiz. Kültürlü bir gençlik ve nesil arkamızdan geliyor. İlkleri bağrında barındıran Pazar ilçesinden birçok bürokrat çıkmıştır. Eskiden siyasetçiler de çıkmış etkin görevlerde bulunmuşlardır. Son zamanlarda Pazar artık siyasi oluşumlardan çok kişileri tercih eden bir potansiyele sahip oldu. Yani kimlik değiştirmeden kendini yeniledi. Bu değişime ayak uyduramayanlar da oldu. Örneğin sivil toplum kuruluşlarının bazıları kendini yenilemede gecikti. Şahıs odaklı yan ‘ben’ merkezli düşünceden bir türlü ‘biz’e dönüşemediler. Şunu açık ve net olarak söylemek istiyorum ki; Ankara ve İstanbul’da ikamet eden Pazarlı bürokrat ve işadamlarımızdan istenilen verimi tam olarak alamıyoruz. Bu hususta iletişim noksanlığı yaşadığımızı düşünüyorum. Aynı yörenin insanlarının farklı düşünmesi çok önemli değildir. Müşterek noktalarımızda ittifak etmemiz yeterlidir. Örneğin Ben Pazar’da yaşayan bir sivil toplum kuruluşunun temsilcisi olarak her ne zaman Pazar için istek ve talepte bununduysam ve siyaseten aynı düşüncelerde olmamamıza rağmen konu Pazar olunca hiçbir sıkıntı yaşamıyorum. İşimizi görüyoruz. Bize yardımcı da oluyorlar. O halde kişilerin siyasi düşüncelerinin farklı olması hiç ama hiç önemli değildir. Biz ‘O’cu ‘bu’cu diyerekten ayrımcılığa düşersek bugün olduğu gibi yarın da bir arpa boyu yol alamayız. Bugün iktidarda olanların yarın muhalefette olacağı da düşünülmelidir. Ve ona göre davranılmalıdır. Ankara da birçok değerli hemşerimiz bürokratlık görevini ifa ediyorlar. Zaman içinde bazılarından şikâyetçi olsak da yine de onlar olmadan buradan işlerin yürümesi oldukça zordur. Siyasilerin yapacak oldukları işler olduğu gibi, siyasilere uğramadan bürokratların da yapacak oldukları işler vardır. Siz yeter ki onları arayın, bulun ve hasbıhal edin. Bundan çok mutlu da olacaklardır. En güzel yol ikili münasebetlerin sağlam ve sarsılmaz oluşudur. İsim olarak şu an zikretmek istemiyorum ama hakikaten Ankara’da çok saygın bürokratlarımız vardır. Onlar kendilerini çok fazla su yüzüne çıkarmak istemiyorlar. Bizim o kişilere sahip çıkmamız gerekir. Her şeyden önce dert ve sorunlarımızı paylaştığımız, bayramlarda kucaklaştığımız, acı günlerimizde beraber olduğumuz bu kişileri iyi ve imkânlarımızın müsait olduğu günlerimizde unutmamamız gerekir. Nihayetinde bugün ellerinde fırsat olanlar, yarın bu imkânları bulamayacaklardır. O yüzden hemşeriler olarak birbirimize yardımcı olmamız gerekir. Devletin önemli makamlarına gelmek öyle kolay değildir. Zamanında kendilerini yetiştirip bu yerlere gelme fırsatı bulanların da makamlarının kıymetlerini bilip ona göre bulundukları ilçelere yardımcı olmaları lazımdır. Yarın sokağa çıktıklarında selam verecek muhatap bulamadıklarında bunun kabahatini başka yerde değil bizzat kendilerinde aramalıdırlar. Hayat son hızla akıp gidiyor. Biz de akıntıya kapılmış sürükleniyoruz. Yarın ah vah etmemek için bugün ele gelen fırsatları karşılıklı olarak iyi kullanmalıyız. Yoksa son pişmanlık fayda vermez.