2011 genel seçimleri yaklaşırken milletvekili aday adayları görücüye çıkıyor. Türkiye genelinde yaklaşık 6 bin’e yakın aday adayı AK Parti’ye müracaat ederek başvuru yapmış bulunmakta. İl başkanlıklarına veya genel merkeze dosyalarını teslim eden aday adayları meydanlara inmek için temayül yoklamalarına hazırlanıyorlar.
Bu süreç AK Parti için de sanki seçim kendi aralarında geçecek gibi büyük bir mücadele ile yürümekte. Milletvekili olmanın heyecanını şimdiden yaşıyorlar. Aday olan vekil olmuş gibi sevinç yaşıyor.
İşte bu noktada akla gelen 2011 seçimleri rakipsiz bir seçim olarak geçeceğe benziyor. Bu durum AK Partililere iyi gelmeyebilir. Toz dumandan gözleri kimseyi görmeyen AK Partililer farkına varmadan birileri atı alarak Üsküdar’ı geçebilir. Kimse kendine %100 güvenmesin. Siyasette 2+2=4 etmez. İşte bu işlem de dört etmezin sonuçlarını hesap ederek bulmak gerekir.
Ülke genelinde bu hava böyle eserken Başbakanın ili Rize’de de aynı heyecanla AK Parti’den 17 aday adayı müracaat etmiş bulunmaktadır. Bunların hepsi çok değerli şahsiyetlerdir. Ancak çay ehli bir vekil adayı projeleriyle henüz ortaya çıkmış değil.
İnsanlar genelde siyaseti vizyon, misyon ve komisyon için yaparlar. Vizyon için yapanlar hep vitrine oynarlar. Misyon için yapanlar ideallerindeki hedeflere ulaşmak ve halka hizmet için koşarlar. Komisyon için yapanlar da çıkar ve menfaat peşinde koşmaktan başka bir iş yapmazlar. İnsan seçerken bizler, parti farkı gözetmeksizin, dikkat edeceğimiz husus işte bu karakterlerdir.
Başbakanın ili olması münasebetiyle 2011 seçimi Rize’de heyecanlı ve zor bir yarışla geçeceğe benziyor. Henüz diğer partilerin adayları tam netleşmediğinden tam bir tablo ortaya çıkmamıştır.
Görünen o ki AK Parti rakipsizliğini devam ettirmektedir. Türkiye’de bu kadar parti olduğu halde neden rakip olamıyorlar? İşte bunun cevabını aramak gerek. AK Parti 2023 hedeflerini koyarken 30 yaşın üstü istediği üniversitede şartsız okuyabilecek diyorsa, milli gelirin 30 bin dolar seviyesine çıkacağını söylüyorsa, yol ağını raylarla ve tünellerle ülkeyi baştanbaşa döşeyebileceğini söyleyebiliyorsa tabii ki rakipsiz olacaktır. Aslında muhalefet doğruya doğru eğriye eğri diyebilse eksiklikleri tespit ederek muhalefet görevini yapsa daha tutarlı olacak.
Maalesef muhalefet Balyoz’da yargılanan darbeci zevatı saflarına katmak için uğraş vermekte. Hep askerlerle iş gördükleri için yine askerlikle ilgili meseleyi ortaya atarak zamanı ve zemini uygun olmayan kampanyayı başlatmış olmaları ne ifade etmektedir? ‘Dört yıldır nerdeydiniz? Şimdi seçim sürecine girildi, kanun mu çıkartılır?’ demezler mi adama? Böyle giderse bugünkü muhalefet mevcut gücü ile meclise giremeyecektir.
Bir başka muhalefette sıranın kendilerine geldiğini ifade ediyor. Bu iş sırayla olsaydı sizin sıranız zaten geçti. Çünkü iktidar olduğunuzda yaptıklarınız iyi ve doğru olsaydı millet sizi tek başınıza iktidar yapardı. Geriye kalan meclis içi ve meclis dışı muhalefet bir varlık gösteremediğinden AK Parti rakipsiz olarak 2011 seçimlerine girmekte.
Dünyayı yönetenler karar alırken Türk Devleti’nin, Türk Hükümeti’nin görüşünü almadan karar veremiyorlarsa tabi ki AK Parti rakipsiz olacaktır. Muhalefet AK Parti’nin hizmetlerinden ve projelerinden daha iyisini sunmadığı müddetçe rakipsizlik devam edecektir.
Artık o eski politik söylemler, aldatmalar, palavra atarak oyları hanelere yazdırmalar maziye karışmıştır. Bütün vatandaşların oyuna saygı duymak demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Bükemediğin bileği öpmek erdemliliktir. Hiçbir şey yapamıyorsanız bunu, bu erdemliliği gösterin yeter. Size verilen oylar ne kadar değerli ise AK Parti’ye verilen oylar da o kadar kutsaldır. Bu bilinçle 2011 seçiminin medenice ve seviyeli bir seçim olmasını temenni ediyorum.