Seçimler yaklaştıkça ülkemizde yeniden hareketlenme başladı. Liderler halkın karşısına çıkıp yeni projeler ve vaatler vermek için harıl harıl çalışıyor.
Geçmişte siyaset dünyasının figüranlarının vaatlerini hatırladığımızda masa başında ülke gerçeğini yansıtmayan aldatıcı, içi dolmayan hayal ürünü açıklamalara seçmenin ilgi göstermediğini ve boş vaatlere kanmadığını gördük. Bu seçimlerde artık seçmen bu gibi seçim vaatlerine kanmayacaktır.
Lider konumunda bulunan ve konuştuklarında kitleleri harekete geçirenlerin üsluplarına dikkat etmesi gerektiğini düşünüyorum. Şahısları karalayarak milletin gözüne şirin görünmek bunları oya dönüştürmek artık geçmişin tozlu raflarında kaldı. Zaman Türk seçmenini değiştirdi. Seçmenler değişiyor, seçilenler de artık değişmeli. Bu aziz milletin karşısına mert, dürüst ve yapılabilir icraatlarla çıkılmalıdır.
Ülkemiz Batı ülkelerine göre yıllar öncesinde çok çileler çekti. İç kavga ve çekişmelerden dolayı zaman kaybetti. Aldatıldı. Kandırıldı. İstismar edildi. Oyları alıp, meclise gidenlerin halktan kopuk her türlü konfor içinde yaşamaları, İkinci bir seçime kadar oy aldığı kesimi ihmal edenler artık aklıselim olmalıdır. Bu ülkenin ve aziz milletimizin uykudan kalkmaya başladığı bir döneme giriyoruz. Milletimizin temiz ve saf duygularını istismar eden, kendi egolarını tatmin etmek için siyasete girenlerin artık piyasadan kalkması gerekir.
“Ben vazgeçilmezim” diye düşünlerin aldandığını, kendilerine hatırlatmak istiyorum. Enerjisi bitmiş, ufku kendi önünden başka bir şey görmeyen, meclisi tatil yeri düşünen zihniyetlerin kenara çekilmesi gerekir. Parmak için meclise gidenlerin kendilerini sorgulaması gerekir. Bu ülkede nice değerli kişiler vardır. Siyasetin çirkinliğinden, çirkinleştirilmesinden dolayı kendilerini öne çıkarmıyorlar. Bu değerli kişilerin bulunup siyaset dünyasında değerli fikir ve düşüncelerinden istifade edilmelidir. Ülkemizde seçilenler için çıta yükselmelidir. Dünya ile bütünleşmiş, adeta dünya küçük bir ev haline geldiği bu çağda ülkemizin çalışkan, dürüst, atak ve ufku yıllar ötesine hitap eden kişi ve kişilere ihtiyacı vardır.
Ülkemizin etrafında komşularımızda her gün kan akıyor. Türkiye’yi örnek ülke gören ve bunun için diktatörlere direnen halkın ayaklanmasının nerelere varacağını kestirmek çok zor. Böyle bir coğrafyada basit düşünceler ve konuşmalar artık bırakılmalıdır. İngiltere ve ABD yüzyıllar sonrasının hesaplarını yapıyor. Biz ise günlük basit hesapları bile yaparken zorlanıyoruz. Meclisi tapulu malı gibi görüp uzun yıllar görev yapanlarında artık genç beyinlere yerlerini bırakmasının zamanı geldi ve de geçiyor.
Dünyada genç nüfusun en fazla olduğu ülkemizde hala yaşları emekliliğe gelmiş kişilerin kenara çekilme zamanları gelmedi mi? Makamlar kimsenin tapulu malı değildir. Geçici makamların peşinde koşanların sonu ne zaman gelecek? Ülkemiz artık geriye gidemez. Gelişmenin önünü hiçbir kimse de kesemez. Köhnemiş beyinlerin bunu hafızalarına kazıması gerekir. Yeni proje üretemeyen siyasi görüşlerin bu çağda rağbet görme şansı yoktur. Halk nezdinde kabul görmeyen siyasetler artık rafa kalkmalı. Millete kabadayılıkla hükmetme devri kapandı. Gerçekçi fikir ve görüşler, halkın içinden çıkıp, onların değerlerine sahip çıkan yeni yüzlere ve siyasetlere bu milletin ve ülkenin ihtiyacı vardır. İsimlerin peşine takılıp gitmeye de artık son vermek gerekir. Büyük davalar fani şahsiyetler üzerinde bina edilemez. Davası millet ve himmet olanlara ihtiyacımız vardır.
Ben Rize’de vekil seçimleri ile ilgili yazılar yazdım. Vekil olmayı düşünen birçok kişi aradı. Kendileriyle ilgili yazı yazmamı önerdi. Bu konular çok hassas; yakinen tanımadığım kişiler hakkında okuyucularıma yanıltıcı bilgi vermek benim tarzım değildir. Aday adayları açıklanır biz de kendilerini tanıdığımız kadar yazılarımızda yer veririz. Seçmenleri etkilemek onların vebalini üzerimize almak çok yanlıştır. Okuyucularımdan olumlu veya olumsuz birçok yorum aldım. Bu hassas konuyu istismar eden okuyucularımızda çıktı. Bizim hakkımızda da olur olmaz yorumlar yazdılar. Benim temiz ve art niyet taşımayan yazılarıma siyasi görüşlerini katarak yorum atanlara cevap vermek istemiyorum. 1985 yılından bu yana köşe yazıları yazıyorum. Amacım siyasetle bir yerlere gelmek asla değildir. Bu garip elli beş yaşına geldi. Üç çocuk babası iki torun sahibi oldu. Hayatın acımasız çarkları hala alın teriyle çalışmaktan beni men edemedi. Kenara çekilip aileme zaman ayırmaya bile fırsatım olmadı. Sivil Toplum örgütünde görev alıp eğitime hizmet etmem bana mutluluk veriyor. Siyaseten isteseydim daha farklı konumlarla karşınızda olabilirdim. Ama ben siyasete alışamadım. Alışmak da istemiyorum. Bu yaştan sonra tek amacım, Pazar’a ne kadar katkıda bulunabilirim noktasındaki kaygılarımdır. Bunun dışında başka bir arzu ve istek peşinde de değilim. Benim her görüşten çok samimi dostlarım var. Olmaya da devam edecektir. Pazar toplam üç caddeden ibarettir. İlçede tur atan birisi her görüşten arkadaşla yüz yüze gelir. Bu yüzden kimsenin kalbini kırmamaya çalışıyorum. Kalp kırmak çok kötüdür. Bunun vebalini almak istemem. Kimsenin de yapmasını istemem. A veya B partisinden seçilenler de hepsi dostum ve arkadaşımdır. Parti başkanları ve mensupları da kardeşim ve arkadaşımdır. Ben görüşlerimi onlarla da açık ve net bir şekilde paylaşırım. Bu ilçeye bir taş koyanın her zaman yanında olurum. Alkışlarım. Aleyhinde propaganda yapmam. Yanımda kendilerine söylenen olumsuz her lafın da karşısında olurum. Siyaseten kimseyle kırgın olmam. Geçici dünyanın geçici zevklerinin peşine takılıp hayatımı zehir etmem. Bunun böyle bilinmesini istiyorum.
Siyaset yazıları ve seçmen
Siyaset yazıları ve seçmen
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.