RAMAZANDA CEMAAT VE BİR VAAZIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Allah’a çok şükür ki sağlık, huzur içinde bir Ramazan’ı daha idrak ediyoruz. Bu altın hükmünde olan sıcak ve uzun günlerimizi, vakit ve teravih namazlarıyla değerlendirirken, cemaatle camiler dolup taşıyor. İçimizdeki o iman aşkı ve heyecanıyla, Kur’an’ın rahmeti, o eşsiz büyülü huzuru kalplerimizi yumuşatıyor. Rahmetin bol bol aktığı, gönüllerin coştuğu, cevşenlerle, tespihatlarla, her derde deva, her hastalığa şifa, her sıkıntıya çare olduğu günlerin tüketiyoruz. Gönüllerimiz ile ruhlarımızı doyuracak güzel bir Ramazan geçirmeye çalışıyoruz. Ramazan insanlara rehber olan Kur’an’ın indirildiği, ayların sultanıdır. Kur’an, Âlemlerin Rabbi, Kâinatın Hâkimi, ezelden ebede bütün Âlemin Sahibi olan Allah’ın kitab-ı mübinidir. Allah Resulü(asm) Kur’anı her Ramazan da Cebrail’le (as) birlikte baştan sona mukabele ederdi. Bizde Rehberimize uyarak Kur’an okumayı bu ayda daha fazla yapıyoruz. Bu yıl okulların tatil olmasıyla birlikte bir yandan genç yavrularımız merkez, mahalle ve köylerde ki camilerde Kur’an öğrenirken, diğer yandan vakit namazlarından sonra hafızlarımız tarafından mukabele okunuyor. Adeta gündüz ve gece dolu dolu bir ibadet yaşıyoruz. Zevkine doyum olmayan ibadetli günlerimiz içinde bazen istemezsek de bizi üzenlerde oluyor. Bunlardan birini sizlerle paylaşmak istiyorum. Teravih namazını kılmak için Cumhuriyet Mahallemdeki eski adıyla Kilise yeni adıyla( doğrusu da budur) Şehitler Camisine arkadaşlarla gittik. Cami imamı saygıdeğer Yusuf hocam vaaz ediyordu. Vaaz’ı dinleyenlerin sayısı beş kişi bile değildi. Buna çok üzüldüm. İçim cız etti. Yıllar önce terk etmek zorunda kaldığım mahallem ve camimiz cemaatsizlikten ağlıyordu. Oysa bizim gençliğimizde bu camide teravih kılmak için yer bulamazdık. Şartlar ve gelişmeler çok büyük manevi tahribatlara yol açtı. Umuyorum diğer mahalle ve köylerimiz böyle değildir. Biz yine hocamızın vaaz konusuna dönelim. Hoca’nın konuşmasından oldukça etkilendim. Yusuf hoca şöyle diyor.”Babalar ve anneler çocuklarına “yavrum aman ha abdestsiz Kur’anı tutma. Sonra çarpılırsın. Sakın ha camiye de abdestsiz girme” dediklerini duyuyorum. Bu sözleri duyan çocuk yaz Kur’an kursunda Kur’an öğrenmek için camiye geliyor. Bizim de kurs yerimiz caminin içi. Çocuklar camiye girerken de, Kur’anı tutarken de tedirgin bir vaziyette karşımıza geçiyorlar. Bu ne talihsiz ve mesnetsiz sözdür. Kur’an abdestsiz okunur fakat dokunulmaz. Kur’an ayetlerini veya Hadis-i Şerifleri siz kendinize göre yorumlarsanız sonuç her kişi için ayrı ayrı ortaya çıkar. Siz gençleri bu gibi yarım bilgilerle yetiştirmeye çalışırsanız işte tablo beş kişi cemaat ile kıldığımız namazı ortaya çıkarır. Sayı itibarıyla en büyük mahalle olan Cumhuriyet Mahallesindeki Şehitler camiinde cemaat bu kadar. Ben çok üzülüyorum. Bunca vaaz ve gençlere verdiğimiz Din ve Kur’an eğitimine rağmen yinede cemaat sayımız artmıyor. Camiye gelen gençler için bize “kendi kadrolarını kuruyorlar” diyorlar. Çok yazık. Bir öğrencim bana” Hocam babam ve annem “oğlum camiye gitmeyi unutma diyor”.Bense dayanamayıp sordum.”Baba sen neden teravih namazına gitmiyorsun? Vakit namazı kılmıyor, Kur’an da okumuyorsun, yoksa sana farz değimli?” bende söyleyecek söz bulamıyorum.” İşte Yusuf hoca bunları söyleyip dinliyor.
Haklı tabii ki; Konuşma esnasında yanımdaki arkadaş bana “Hocada kabahat yok mu?” dedi. Bende “ kendine ve ailesine sahip çıkmayana hoca ne etsin?” dedim. İşte böyle değerli okuyucularım. Yılda bir gelip bizleri kontrol edip imtihana tutan Ramazan ayı, kulun sadece yemeden içmeden kendisini uzak tuttuğu değil, her haliyle kavliyle, bütün azalarıyla oruç tuttuğu, manevi olarak bol bereketli ticaret günleri ve geceleridir. Bizi orucumuzla kendimize helal olan rızıklardan bile sakındırıyor. Allah’ın “Buyur” emri gelmeden bir şey yiyip içemiyoruz. Yani biz orucu değil, oruç bizi tutuyor. Gece sahura kalkıyoruz. O güzelim havayı teneffüs ediyoruz. Yemek bu işin maddi boyutudur. Birde manevi boyutu var ki işte bunu yaşamak gerekiyor. Bize bu eşsiz geceye inen rahmeti yaşatan Bizde Rabbimize ibadetle, tefekkürle karşılık veriyoruz. Bizi bizden daha iyi düşünen Rabbimiz uykusuz, susuz ve açlık la geçen gün ve gecelerimizin bize verecek olduğu mükâfatı perd-i gayb bir açılsa da görsek acaba bugün çekilen sıkıntıların devam etmesini arzu etmeyecemiydik? Sonuçta arda kalan bir şey yok. Her fani zamanı gelince bitiyor. Ramazan’a bitecek. Bize düşen görev bu ayı layığı ile tamamlayıp bayrama kavuşmaktır. Dilerim Allah’tan, sadece Ramazanla başlayan ve onunla da biten bir ilahi yolculuk olmasın. Her daim bizi takip eden bir Ramazan esintisi içinde yaşamayı nasip etsin.
kralbet giriş -
kralbet giriş
sahabet -
sahabet -
sahabet -
megabahis -
betmoon -
porno
.bonus{text-align: center; display: table-column;}