Bölgemizin en önemli geçim kaynağı çaydır. Bu önemli ürünü pazarlayan kuruluşların başında gelen Çaykur’da her kampanya açılış öncesi yoğun bir çalışma temposu yaşanıyor. Bir yandan üreticilere gazete, TV, internet ve mesaj yollarıyla “budamaları tamamlayın” açıklama ve ikazları yapılırken, diğer yandan ise miadını doldurmuş çay fabrikalarında hummalı bir çalışma yapılıyor. Çaykur Genel Müdürü, eski Çevre Bakanımız İmdat Sütlüoğlu’nun tecrübeli bir idareci olduğunu düşünüyorum. Bir yandan personelini, diğer yandan fabrikalardaki eksiklikleri gidermeye çalışıyor. Tabii ki bu düzenlemeleri yaparken bazen de tepkiler alıyor. Ben kampanya açılmasına az bir zamanın kalması ve mevsimlik olarak çalışmaya hazırlanan Pazarlı işçilerin haklı tepkilerini ilgililere duyurmak ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Şöyle ki, Pazar’da bilindiği gibi üç adet çay fabrikası var. Melyat, Pazar ve Kirazlık Çay Fabrikaları. Bu fabrikalarda çalışan bayan ve sakatları çıkardığınızda zaten yeterli eleman kalmıyor. Buna rağmen Pazar’daki İşçilerden on beş kişinin kampanya açılmadan Musadağı Çay Fabrikasına gönderileceği haberi ortalığı toz duman etti. Sayın Çaykur Genel Müdürü Sütlüoğlu sanıyorum, Musadağı ile Handağını karıştırmış olabilir! Pazar’dan Musadağı’na gönderilecek işçilerin gidiş gelişi, konaklaması ve vardiyaları da olacaktır. Bunların yanında gidecek işçilerin bir de performanslarını hesap etmemiş olacak ki böyle bir yanlışa imza atıyor. Bu uygulama geçen sene yine Pazar’dan (İlginçtir, bir de meraktır: Komşu ilçelerden de aynı tasarruf yapılıyor mu? Bu da işin ayrı bir konusu.) Hemşin Organik Çay Fabrikasına işçiler gönderilmişti. Ben de bizzat şahidim fabrika müdürü bu gönderilenlerden o kadar muzdarip oldu ki bir an önce gitmelerini istiyordu. Şimdi ise yer yine Pazar ama gidilecek fabrika ise Musadağı! Bu mantıkla bu işçilerden randıman alınacağı düşünülüyorsa tecrübeli Genel müdürün “vardır bir bildiği” demekten başka diyeceğim yoktur! Peki, Sayın Genel Müdür siz o ilçedeki siyasileri ne kadar zor duruma uğrattığınızı acaba biliyor musunuz? İlçe başkanlarının telefonları susmak bilmiyor. Belediye başkanlarının da. Siz ilçe başkanı veya belediye başkanı olsanız, fabrika müdürü olmuş olsanız; bu gidecek işçilerden kimleri seçeceksiniz? Peki, gidenlerle kalanların tartışmalarını ve bunların ilçedeki siyasileriyle sürtüşmelerini nasıl telafi edeceksiniz? Bir yandan il başkanlığı seçimleri yaklaşırken, yerel seçimlere az bir zaman kalmışken böyle mantıksız işler yapılacağına aynen belediyelere, kaymakamlıklara ve milli eğitime, İşkur tarafından altı aylığına alınan işçilerden alınıp eksiklikler tamamlansaydı da bu çileleri bizim vatandaşlarımıza çektirmeseydiniz olmaz mıydı? Genel Müdür’üm, sakın ola ‘yönetim kararı’ demeyin. Bizi bu konuda ikna edemezsiniz. Çaykur’da emekliliği gelmiş işten, güçten düşmüş yığınlarca kişi mesai saati tamamlamaya çalışırken, dört ay teri kurumadan çalışan işçilere mi gücünüz yetiyor? ‘Bu bir yasa; biz bir şey yapamayız’ demek işi yokuşa sürmektir. O zaman biz de ‘gücünüz yettiğine mi?’ demek zorunda kalırız. Sayın Genel Müdürüm bu uygulamanın Pazardan başka hangi ilçelerde yapıldığını bilmiyorum. Lakin Pazar’daki işçiler çok tepkilidir. Ben bana gelen şikâyetleri sizlere duyuruyorum. Bu yanlıştan dönün. Başka bir alternatif arayın. İşçilerin üzerine bu kadar gitmeyin. Onları germeyin. Siz eğer bu konuya ‘bir şey yapamam’ diyorsanız; ben de bölge milletvekillerini, özellikle sayın bakanımızı göreve davet ediyorum. İl Kongresinde eğer olumsuz bir tepki olursa bunun vebalini ödemek de uygulamayı yapana düşer. İlçelerde siyaset yapan ve hiçbir maddi menfaati olmayan ilçe başkanlarını sıkıntıya sokmaktan vazgeçin. Benden söylemesi. Gerisi ve tepkisi size kalmıştır…