BİTEN RAMAZAN VE GELEN BAYRAM
Uzun ve sıcak günlerde tutulan oruç’lar, kılınan teravih namazları ve yapılan ibadetlerle nihayet bu mübarek ay sona erdi. Hastalığı dolaysıyla oruç tutamayan kardeşlerime Allah şifalar versin. Bu kardeşlerim Bayram’a oruç tutamamanın hüznü ile giriyorlar. Birde sağlık ve sıhhat’i yerinde olup da oruç tutmayanlar oldu. O kardeşlerime de seneye bizim oruç tutarken, iftar anında aldığımı zevki, içtiğimiz ve tadına doyum olmayan çay’ları, kıldığımız teravih namazlarını ve dostça biraya gelip açtığımız iftarları yaşamayı nasip etsin. Oruç çok farklı bir ibadet beden açlıkla kendini terbiye ederken aynı zamanda açlığın ne denli zor bir imtihan olduğunun şuuruna vardırıyor bizleri. Dünya üzerinde aç ve sefil olan insanları halleri geliyor gözlerimizin önüne. Yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor bizlere. Ramazan ayı adeta “paylaşma” ayına dönüşüyor. Bu ayda kilo almamak gerekiyor. Bunca uzun süre açlık çekip iftarda tıka basa yemenin hem dinen, hem de manen zararı vardır. Böyle fırsatlar ele geçmez. Disiplini bir rejim vardır oruç’ta. Bir yandan” Allah emretti. Ben de yapıyorum” sevap ve günahını da emreden Rabbim verecek diyerek emri yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu ayda biraz açlık çekip bedende biriken ve depolanan yağların faaliyete geçerek erimesine çalışmalıyız. Günlerce yiyecek bir lokmaya muhtaç insanların haleti ruhiyelerini düşünüp iftarlarımızı ona göre açmalıyız. Yoksa oruç da kasıt sadece aç kalıp akşam tıka basa yemek değildir. Artık tutamayanların pişmanlığının da hiçbir faydası yoktur. ”Ben Ramazan’da oruç tutamadım. Pişmanım. Şimdi tutayım” demenin de anlamı kalmamıştır. Pişmanlık imanın alametlerinden sayılır. Nedamet göstermek de çok güzel bir davranıştır. Rabbim bir daha ki seneye yaşamayı nasip ederse tutarım diyerek tövbe ve istiğfar yapmamız gerekir. Şimdi ise bayram geldi. Bir yandan sokaklarda alışveriş heyecanı yaşanırken, diğer yandan eş dost ve kabir ziyaretlerinin planları yapılıyor. Çocuklar ise yaşlı tanıdıklardan harçlık almak için bayramın gelmesini dört gözle bekliyorlar. Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Olmayacak da. Eskilerde bayram günleri asılan salıncaklarda sallananlardan eser kalmadı. Belki tek tük vardır ama o da bitmek üzeredir. Sabahın erken saatlerinde kalkıp camilerin yolu baba ve ağabeylerle birlikte tutulurdu. Yine yapılıyor lakin evladınızı bile zar zor kaldırıyorsunuz. Boşalan köy ve mahallelere bayram namazını eda etmek için çıkıp azda olsun o mahzun ve terk edilmiş halinden kurtarmaya çalışıyorsunuz doğduğunuz yerleri ve ecdadınızın yattığı kabirleri ziyaret ederek. Yine de eskisi gibi olmuyor. Hayatımızın şekillendiği mahallemde yaşlılarımızı bir bir yolcu ettik kabir denen Arasat bekleme salonuna. Kalan gençler ise gurbette kutluyor Bayramlarını. Tek tük gelenlerle bayramlaşıyorsunuz. Benim kendi mahalleme getirmiş olduğum güzel bir adet var. Umarım örnek olur diyerek sizlerle paylaşıyorum. Arife günü genç ve yaşlılarla anlaşıp Bayram namazını mahalle caminde eda ettikten sonra en yaşlı ağabeyimizin kapısında sabah kahvaltısında bir araya geliyoruz. Çok verimli oluyor. Kendi aramızda dertlerimizi ve sorunlarımız bir yana koyarak Bayram coşkusunu birlikte yaşamaya çalışıyoruz. Bu adet uzun senelerdir devam ediyor. Çocuklarımıza miras olarak bırakacak olduğumuz güzel bir davranışı çok şükür devam ettirip yaşatıyoruz. Anne ve babalarımızın kabirlerini çocuklarımızla birlikte ziyaret etme alışkanlığını aşılamaya çalışıyoruz. Ve bu işte çok zorlanıyoruz. Bizleri en zor koşullarda büyütüp adam gibi adam etmeye çalışan anne ve babalarımızın kabirlerine bile bayramdan bayrama gitmek de zorlanıyoruz. Sonunda bize de aynı muameleyi edecek yavrularımız. Zamanla da kalkacak bu kabir ziyaretleri. İş güç, geçim derdi ve sosyal yaşantının yaşamımızı bu denli etki altına almasına da üzülüyorum. Bayram ve bayramlar için çok yazılar kaleme alınıyor. Bende âcizane her bayramda olduğu gibi bu bayramda da sizlerle birlikte oluyorum. Özellikle Beldemizde ve Dünyamızda rahmeti rahmana kavuşan tüm kardeşlerime Allah rahmet etsin. Okuyucularımın, beldemizin ve Tüm İslam ve insanlık âleminin bayramlarını en içten duygularla kutluyorum. Umarım bu kâinatta herkese yetecek nimetleri veren Rabbim; İnsanlık âleminin üzerine kâbus gibi çöken bela ve musibetleri bu mübarek günlerde yapılan dualarla def edip yok eder.