Pazar MYO'ya ulusal basından yoğun ilgi
Pazar MYO'ya ulusal basından yoğun ilgi
Pazar Meslek Yüksekokulu'nun, organik tarım ile tıbbi ve aromatik bölümleri okulun vizyonunu ulusal basının gündemine taşıdı.
Şu anda bahçe tarımı, organik tarım, tıbbi ve aromatik bitkiler, peyzaj ve süs bitkileri ile kooperatifçilik bölümleri ile eğitime devam ettiklerini söyleyen Rize Üniversitesi Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, özellikle tıbbi ve aromatik bitkiler bölümünün yüksekokullarının sağlık açısından üniversitenin tıp fakültesinden sonra en önemli bölümü olduğunu vurguluyor.
3 yıl önce kurulan Pazar Meslek Yüksekokulu’nun kısa süredeki bu hızlı gelişimi ulusal medyanın da dikkatini çekiyor. Okulun başarılı çalışmaları basın yayın kuruluşlarında sıkça yer alırken son olarak Anadolu Ajansı tarafından 3 gün arayla üst üste servis edilen haberler de Pazar Meslek Yüksekokulu’nu yeniden kamuoyunun gündemine taşıdı.
Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu’nun, uluslararası bitki kaçakçılığıyla ilgili yapmış olduğu açıklamalar, ulusal basında, ‘İsrail’de Çakma Ayder’ başlığıyla geniş yankı buldu.
KISA ZAMANDA ÖNEMLİ GELİŞMELER
Pazar Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, okulda kısa dönemde önemli gelişmeler kaydettiklerini ve önümüzdeki dönemde fakülte konumuna gelip daha geniş kitlelere hitap edebileceklerini belirterek, “Yüksekokulumuzun, eğitim verdiğimiz bölümler ile bölge açısından önemli bir kazanç olduğunu düşünüyoruz. Özellikle bitkisel ve hayvansal üretim bölümünün altında bulunan bahçe tarımı, organik tarım tıbbi ve aromatik bitkiler, insanlık var oldukça mutlaka olması gereken bir bölüm. Organik tarım da insanların sağlığı açısından gittikçe önem kazanan bir bölüm." ifadelerini kullandı.
Bölgenin organik üretim açısından oldukça şanslı olduğunu kaydeden Karaoğlu, "Organik çay üretebilmek için bölgemiz çok elverişli. Dünyada çaylık alanlar kar alan tek yer bölgemizde bulunuyor. Bölgemizde çay zararlıları açısından sorun yaşanmıyor. İnorganik gübre dışında çay tarımına verilen kimyasal katkı ve pestisit kullanılan hiçbir alan yok. Yani bölgemiz organik üretim konusunda önemli potansiyele sahip" dedi.
GELECEK, ORGANİK TARIMDA
Son yıllarda teknolojinin Betasus gelişmesiyle insanların bahçeden, tarımdan çekildiklerini söyleyen Karaoğlu, "Bu genel bir sorun. Modernleştikçe tarımı biraz unuttuk. Ancak son 10 yıldır tıbbi ve aromatik bitkiler ve organik ürünlere verilen önem artıyor. İlaç sektöründe yeni ilaç arayışı minimize olmuş. Çünkü bulunabilecek ilaçlar 1950 ile 1980 yılları arasında hemen hemen bulunmuş. Mikroorganizmaya karşı etki mekanizmaların hemen hepsi bulunmuş. Bu süreçte teknolojiye çok önem verilmiş, tarım geri plana bırakılmış. Bugün ise tarım sektörünü geride bırakmanın acısını yaşıyoruz. Son 10 yılda kanser vakalarının artış oranı bunu gösteriyor. Çeşitli hastalıklar nedeniyle ölüm oranlarının artmasının altında yatan sebeplerden birisi beslenme bozuklukları. Bu da organiğe dönüşü tetikliyor." diye konuştu.
Karaoğlu, tıbbi aromatik bitkilerin önemine de vurgu yaparak "Tıbbi aromatik bitkileri değerlendirmemiz gerekiyor. Yüksekokulumuz, sağlık açısından üniversitenin tıp fakültesinden sonra en önemli bölümü. Tıbbi ve aromatik bitkiler ile organik tarım da geleceğin sektörü. Doğu Karadeniz'de tıbbi aromatik bitkiler konusunda bini aşkın bitki üzerinde antibakteriyal etkileri açısından araştırma yapıyoruz. Bu alanda yapılması gereken çalışmaların ancak yüzde 3-5 arasında çalışma yapılmış. Rize tıbbi aromatik bitkiler açısından önemli potansiyele sahip. Tıbbi aromatik bitkiler ile ilgili önemli bir proje önerildi. Yüksekokulda kurulacak seralarda tıbbi aromatik bitkileri üretime şansımız olacak. Bu bitkileri üreten bir kitle oluşacak. Bu da belki köye dönüşe vesile olacak. Çünkü köyler şu anda bomboş" diye konuştu.
Yüksekokullarında 2 seraları olduğunu, 2 sera daha yapmayı planladıklarını anlatan Karaoğlu, "Belki önümüzdeki dönemde fakülte konumuna gelip daha geniş kitlelere hitap edebileceğiz. Yurt sorunumuz, yapımı planlanan 500 kişilik yurt binası ile çözüme kavuşturuluyor. Bin öğrenciyle hizmet edebilecek kapasiteye sahibiz. Ancak şu anda 100 civarında öğrencimiz var. Çay eksperliği bölümü de önümüzdeki dönemlerde yüksekokulumuza gelecek. Çay araştırma birimi oluşturmayı hedefliyoruz. Gıda ile ilgili bir bölüm açmayı da istiyoruz. Yerleşke olarak alan müsait" diye konuştu.
Yüksekokuldaki araştırmalarda tıbbi açıdan önemli kimyasal formüllerini izole etmeye çalıştıklarını belirten Karaoğlu, "20'ye yakın bitki türünde bu çalışma yapılıyor. Bu bitkilerden elde edilen kolonya, kozmetik ürünlerin nasıl elde edildiğini anlatıyoruz. İlaç olarak kullanılıp kullanılamayacağına bakıyoruz. Yapmayı planladığımız çalışmalarla ilgili DPT'ye 33 milyon liralık proje sunduk. Birinci aşamayı geçti. Destekleneceğini umuyoruz. Proje ile kuracağımız laboratuvarlarda bitkilerden üretilen ekstratlar, kimyasal analizlerde tıbbi açıdan önemli olanların kimyasal sentezi yapılacak. Şu anda bu çalışmaları çevre illerde yapıyoruz. Proje ile kolonya, parfüm sektörüne yeni bitkiler kazandırabileceğiz. Aynı bitkinin Rize ve farklı yerlerdeki aroma değerlerini ölçme şansına sahip olacağız. 5 yıllık bir misyon çalışmamız var. Bu alanda çalışma yapacağız. Gelecek öğrencilere sadece teorik bilgi değil, uygulama olanağı da sağlıyoruz. Daha fazla öğrenci çekmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
Yüksekokullarında verilen eğitim ile bölgeye önemli bilgi akışı sağlanacağını, öğrencilerin bilgi birikimi ile kaçakçılığın önlenmesinde önemli rol oynayacaklarına inandığını dile getiren Karaoğlu, sözlerini şöyle devam ettirdi: "Tarım kültürünü vatandaşlara öğretmek zorundayız. Meyve, sebze çeşitliliğini oluşturmalıyız. Halkı bilinçlendirmeliyiz. Çayımız organikleştiğinde meyve, bitki, çiçek, hayvansal gıdalar da organikleşmiş olacak. Alp'lerin manzarasına sahip bir bölgeyiz. Buna organik tarımı, tıbbi bitkiyi ilave ettiğimizde korkunç bir sektör, istihdam oluşacak. Bunun için sadece üniversite değil, herkesin sorumluluğu var. bölümlerimizden mezun olan öğrenciler, organik tarım, organik gübre üreten bölge, turizm yapan bölgeyi tetikleyecek. Bütün bu unsurları yan yana getirdiğimizde önü açık bir bölgeye sahibiz. Bunun için herkesin vizyon oluşturup destek sağlaması lazım."
Karaoğlu, çay klonlarını çıkarma çalışmasını başlattıklarını, bu konuda moleküler çalışma yapabilecek altyapıya sahip olduklarını sözlerine ekledi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.