Bölgemizin kanayan yarası: ÇÖP sorunu

1978 senesinde Pazar Belediyesinde göreve başladığımda iki sorun önümüzde duruyordu. Birisi yol, diğeri ise çöp surunuydu.

1978 senesinde Pazar Belediyesinde göreve başladığımda iki sorun önümüzde duruyordu. Birisi yol, diğeri ise çöp surunuydu. Bugün 2012 yılını da bitirmek üzereyiz. Yine aynı sorunlar gündemin ilk sırasını almaya devam ediyor. Ben bu yazımda öncelikle ‘ÇÖP’ meselesini ele alıp sizlerle paylaşacağım. Bir başka yazımda ise yol sorununu ve nedenlerini sizlere açık ve net bir şekilde açıklayacağım. Neden öncelikle ‘çöp’ diyorum? Değerli okuyucularım bölgemiz bilindiği gibi bir yandan deniz, diğer yandan dağ arasında sıkışmış bir potansiyele sahip yerleşim alanıdır. İşte bu alanlar arasında kentli ve köyden gelen vatandaşlarımız konut ihtiyaçlarını gidermeye çalışmıştır. Pazar yeni yeni bir yandan Kirazlık mevkiine, diğer yandan Hemşin yolu güzergâhına doğru açılımını sürdürürken, bir başka alan ise Soğuksu tarafı ve Pazarspor stadı yönünde yapılaşmaya hızla gidiyor. Görev yaptığım yıllardaki başkanlarım sırasıyla Başar Telalar, ardından Ergin Yangın, Hamit Saymaz, Naci Atabey, Hikmet Hatırnaz ve Ahmet Basa’nın önceliği çöp sorununun hal çaresine bakmak olmuştur. O dönemlerde nüfus yoğunluğu yoktu. Yerleşim alanları da bu denli açılım sağlamamıştı. O yüzden deniz ve köylere doğru boş alanlar çöp döküm yeri olarak kullanılıyordu. Sorun oluyordu fakat bugünkü kadar üst düzeyde olmuyordu. Bugün gelinen son nokta oldukça sıkıntı vermeye başlamıştır. Rize ve ilçelerinde Belediye başkanları birçok kez bu sorunu halletmek için bir araya gelmelerine rağmen bir türlü ortak çözüm bulmadılar. Bu yüzden kararlı duramayan başkanlar da kendi çarelerine başvurarak sorunları kendi bölgelerinde halletme yolunu seçtiler. Bu yapay ve geçici çözüm arayışları kangren haline dönüşen yarayı kapatamaz, kapatmadı da. Pazar Belediyesinin mecburiyetten çöp alanı olarak şu an kullandığı yer oldukça sıkıntılı bir yerdir. TOKİ konutlarının bulunduğu bu alana dökülen çöplerin her ne kadar hemen üzerleri kapatılarak gizleme ediliyorsa da şikâyetler bir türlü bitmiyor. Pazar Belediyesi çöplerini bir ara Sürmene Belediyesine ait çöp toplama merkezine naklediyordu. Ardından Rize Belediyesinin çöp toplama merkezine taşımaya başladı. Önceleri bu işe çok sevinmiştik... Rize Belediyesi, ekonomik sıkıntı nedeniyle borcunu ödemede zorlanan Pazar Belediyesinin çöplerini kabul etmedi. Bu durumu şiddetle kınıyorum. Aynı partiden olan iki belediyenin ortak sorunu olan çöp konusunda bu denli tavır alan Rize Belediyesinin bu tavrını Rize Milletvekillerine ve özellikle Bakanımıza duyurup kendilerini göreve davet ediyorum! Çevre ile ilgili vatandaşa zor anlar yaşatan çöp sorununun halledilmesi için bugün elinde imkânları bulunan Rize Belediyesi, Pazar belediyesine yardımcı olmayacaksa kim olacaktır? Bu gibi sağlığı tehdit eden atıkların taşınması ve imhası ile ilgili çözüm yolunu tıkayan Rize Belediyesi bu tavrı ile Pazar halkına da haksızlık yapmaktadır. Sayın Bakırcı bu olumsuz tavrı ile ilçe halkının da sempatisini kaybetmektedir. Sayın Çevre bakanımıza buradan açık çağrıda bulunuyorum. İlçe Belediyelerinin önünde duran en büyük sorun çöptür. Bir yandan çöp kamyonları tahsis ederken, diğer yandan bu çöplerinin imhası için proje üretmek için bir an önce çalışma yapmanız gerekiyor. Maddi sıkıntı içinde bulunup maaşlarını bile ödemekte güçlük çeken belediyelerin masrafları kurulacak bir fondan karşılanarak bu sorunu bir an önce halletmenizi talep ediyoruz. İnsan odaklı, sağlık açısından son derece tehlikeli olan bu duruma sağlık bakanlığı da ortak bir çalışma başlatmalıdır. İlçe Belediyeleri kendi imkânlarıyla çöp arıtma tesisleri kurma şansına sahip değillerdir. Bu kolay olsaydı uzun yıllar başlatılan proje hayata geçerdi. “Borcun var çöpünü kabul etmiyorum” diyen Rize Belediyesine Pazar Belediyesinin yaptırım gücü yoktur. Sayın vekillerimizin de yoksa Bakanımızı göreve davet ediyorum. Bir de onun “dur” deme yetkisi yoksa vay halimize. O halde aynı misyonu ve davayı üstlenmiş tek partinin iki ayrı belediye başkanlarının haline ve ahvaline diyecek laf ise sükûttur.