Rizespor Başkanı Turgut: “Bizim Tek Tarafımız Var, Türkiye”

DEPREMDE HEPİMİZİN İÇİ YANDI

Çok kıymetli arkadaşlar hoş geldiniz, şeref verdiniz. Bir genel değerlendirme yapalım bir hasbihal olalım. İstişare edelim. Ne yaptık? Ne yapmaya çalışıyoruz? Nereye doğru gidiyoruz diye. Öncelikle yüzyıl mı diyelim, tarihimizin mi diyelim yaşadığımız bu büyük afetten dolayı milletimizin başı sağ olsun, geçmiş olsun. Bütün şehit olanlara, deprem şehitlerimize Allah'tan rahmet, kalanlarla geçmiş olsun dileklerimizi, acil şifa dileklerimizi iletiyorum. Çok büyük bir felaket hepimizin içi yandı. Hepimizin yüreği yandı. Allah bir daha bizlere memleketimize ve hiçbir memlekete, hiçbir ülkeye böyle bir afet, böyle bir acı, böyle bir deprem göstermesin. Hepimizin olduğu gibi Rizespor ailesi olarak da, Rize olarak da (Rizespor’u ben Rize olarak diyorum) “Biz” olarak diyorum. Rizespor Ailesi sen - ben değil hepimiziz. Rize olarak, Rizespor olarak yapabildiğimiz maddi manevi desteklerle her türlü yardımla bölgede olmaya çalıştık. Elimizden gelenleri halen daha yapmaya çalışıyoruz insanlık vazifesi gereği.

HEDEFİMİZ ŞAMPİYON OLARAK SÜPER LİGE ÇIKMAK

Önümüzde, yarın maçımız var biliyorsunuz arkadaşlar. Hepinizi inşallah eksiksiz olarak yarın Samsun’da görmek istiyoruz. Bizim için çok önemli bir maç. Çok önemsiyoruz. Şampiyonluk yarışında rakibimiz, çok iyi hazırlandık. İnşallah dost ve sportmence mücadele edip galip gelmeye çalışacağız. Ve süper lige şampiyon olarak çıkmayı hedefliyoruz.

TRANSFERLERİMİZ HIRSIMIZI ORTAYA KOYUYOR

Arkadaşlar, iyisiyle kötüsüyle acısıyla tatlısıyla bir sezon geçirdik. Yapabildiklerimiz oldu, yapamadıklarımız oldu. Yapmak istediklerimiz oldu, yapamayabildiklerimiz oldu. İlk sezon bazı transferler ettik. Bunların bazıları istediğimiz verimde oldu. Bazıları olmadı. İşin başında şuna karar vermiştik biz; popülist politika, popülist bir strateji izleyip ilk anda alkış alıp günün sonunu düşünmeyen değil, biz günün sonunu, işin sonunu hesap edip almış olduğumuz bu mesuliyeti Rize'nin Rizelinin göz bebeği, Rize’nin sevdası olan Rizespor’uzu günün sonunda en iyiye en doğruya götürmeyi hedefledik. Çok düşünüp ince eledik, sık dokuduk. Geldiğimiz noktada devre arasında (takip etmişsinizdir) ciddi transferler yaptık. Belki de süper lig takımları dahil en fazla sayıda transfer eden biz olmuşuzdur. Yani bu bizim bu konudaki hırsımızı, isteğimizi, ne düşündüğümüzü de ortaya koyuyordur herhalde. Sizler de bunu takip ediyorsunuzdur. Bunların her birinin çok zahmetli serüvenleri var. Bunları almak getirmek, doğru mu yanlış mı, bize hangileri lazım? Başarıya ulaşmak için doğru transfer hangisi? Birinci sezondaki transferlerdeki bazı yanlışların tekrar olmaması için…

FORMA ÇOK İYİ ÇALIŞANA VERİLECEK

Ama gördüğümüz kadar, siz de takip ediyorsunuz; transferlerimizin tamamına yakını çok isabetli çok kaliteli transferler oldu. Güçlü bir şekilde, çıktıktan sonra da süper ligde sadece tutunmayı değil güçlü bir şekilde mücadelemizi sürdürmeyi hedefliyoruz inşallah. Devre arası yapılan transferlerle takımımız geniş bir kadro derinliğine ulaştı. Artık oyuncuların kendi arasında çok ciddi bir rekabet oluştu, her mevkide oynayacak oyuncular kendi içerisinde forma kapma rekabetine ulaştı. Öyle forma bedava değil artık; çok iyi çalışana, Rize’ye, Rizespor’a fayda verene verilecek.

RİZESPOR’UN VADESİ GELİP ÖDENMEYEN BORCU YOK

Şehrimizin Rizespor’luların Rizespor’a gönül görenlerin bizden beklentisini biliyoruz. Bu sorumluluk çok ciddi sorumluluk, en az bizim kadar sizler de farkındasınız. Biz de bu ciddiyetin, bu sorumluluğun ağırlığının farkındayız. Ve inşallah bu sorumluluğu yüzümüzün akıyla ve başarıyla tamamlamayı hedefliyoruz. Biz her şeyden öte günün sonunda yaptığımız her işte, hem vicdani hem ahlaki hem de bir Rizeli olarak işin doğrusunu yapmakla mükellefiz. Hep beraber istişare edip, yaptığımız her harekette hiçbir zaman şımarıklığa aymazlığa önemsememezliğe yol açmadan işimizi ciddiyetle yapıp işin sonunda “evet şöyle oldu, belki böyle oldu ama yapılması gereken buydu! Doğrusunu yaptık” diyebilmeliyiz. Tabii ki arkadaşlar bu işleri yaparken bu işin bir de mali boyutu var. Merak ediyorsunuzdur. “Kulübün durumu nedir? Borçları vardı, yeni transferler edildi, ne aşamadayız? Nasıl dönüyoruz? Ne yapıyoruz?“ -Kulübümüzün vadesi gelmiş ödenmeyen hiçbir borcu yoktur arkadaşlar! Kulübümüzün borcu yoktur demiyorum, vadesi gelmiş, ödenmeyen hiçbir borcu yoktur elhamdülillah. Borçlarımızı ödeyip, oyuncularımızın, kadromuzun, ekibimizin hiçbirine borcumuz yoktur. Bunlar gününde ödenmektedir. Bu durum Türkiye'de pek çok kulüpte de yoktur, bunu da bilmenizi isteriz. Rizespor elhamdülillah güçlü bir kulüp, büyük bir camia.

ALTYAPIMIZ BİZİ GURURLANDIRIYOR

Futbol altyapımızda U8’den U19’a kadar on bir farklı kategoride iki yüz on dokuz lisanslı, iki yüz kırk bir lisanssız olmak üzere toplam 460 sporcumuz bulunmaktadır. Futbol altyapımızda on sekiz antrenör, on dört yardımcı personel, yirmi bir tesis personeli olmak üzere 53 kişi görev yapmaktadır. Bunların yanında dördü Rize’de olmak üzere toplam on bir futbol okulumuz bulunmaktadır. Bu futbol okullarında da altı yüz elli sporcu eğitim almaktadır. Altyapıya önem vereceğimizi, Rize'nin gençliğini spora yönlendirmek için çaba sarf edeceğimizi belirtmiştik yolun başında, onun neticesi olarak neler yaptığımızı anlatmaya çalışıyorum. Sezon başından beri yürütülen projelerle Rize ilinde toplam iki bin sekiz yüz yirmi altı çocuğa ulaşılmış ve bu çocuklarımıza belirli tarihler arasında futbol eğitimleri verilmiştir. Futbol altyapımızda çocuklarımızın gelişimi yalnızca futbol odaklı olmayıp çok yönlü bir gelişim modeli benimsenmiştir. Futbol, spor sadece sporla olmuyor. Bunu ahlaki yönüyle, psikolojik yönüyle, pedagojik yönüyle irdeleyip yaptığımız işi; her ne olursa olsun burada biz vitrin önünde işimizi yaptık deyip gitmek değil, işin hakkını vererek Rize’ye, Rize'nin geleceğine, Rize gençlerinin vicdanı olarak gerçekten doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Neden ileride bizim sahaya çıkan ilk on birimizin on biri de Rizeli gençler olmasın? Benim gönlümden bu geçer. On bir tane oyuncumuzun on biri de Rize'nin yetiştirmiş olduğu altyapısından gelen evlatları olsun. Çok mutluluk verici bir tablo olur ve hayallerimizden biridir bu. Son yıllarda altyapımızdan yetişen birçok futbolcu profesyonel liglerde forma giyerek Türk futboluna hizmet etmektedir. Bu sezon itibariyle altyapımızdan yetişen, 3 sporcuyu A takıma, 4 sporcuyu ise milli takıma kazandırmanın mutluluğunu ve gururunu yaşamaktayız.

Amatör branşlar hakkında biraz bilgi vereyim size. Yirmi iki branşta otuz beş antrenör eşliğinde yaklaşık bin beş yüz sporcu ile Türk sporuna hizmet vermeye devam ediyoruz. Bu faaliyetlerin tamamı ücretsiz olarak devam etmektedir. Farklı branşlarda otuz dört sporcumuz milli takımlara seçilip önemli başarılar elde etmiştir. Takip ediyorsunuzdur; madalya alan, Türkiye şampiyonluğu alan dereceye giren birçok sporcumuz oldu. Bu tabii bizi çok gururlandırıyor. Bu bizim için çok çok gurur verici, onurlandırıcı, mutluluk verici bir durum.

SÖZÜMÜZ ÜLKEYE ZARAR VERENLERE

Bizim ne Fenerbahçe ne Beşiktaş ne Galatasaray ne de başka hiçbir kurumla hiçbir sıkıntımız, hiçbir kinimiz, hiçbir olumsuz fikrimiz de yok, düşüncemiz de yok. Biz ülkemiz öylesine büyük bir felaketten geçerken bu yazıda da belirttiğimiz gibi atılan gollere dahil sevinmeye utanırken ülkemizin her zamankinden daha çok milli olmaya bir olmaya beraber olmaya, şahsım ve kulübümüz olarak ülke birliğine, beraberliğine bu kadar önem veren bir kulüp olarak bizim hassasiyetimiz asla diğer kulüplerin hiçbirine değildir. Kaldı ki hepsiyle de bizim iyi diyaloglarımız vardır. Taraftarıyla da iyi diyaloğumuz vardır, kulüpleriyle iyi diyaloğumuz vardır. Başkanlarıyla da iyi diyaloğumuz vardır.

Bizim hassasiyetimiz, ülkemizin geçmiş olduğu bu zor süreçte bu milli birlik ve beraberlik duruşuna zarar verdiğini düşündüğümüz birkaç kendini bilmezedir. Bizim söylediğimizi de bunun dışına taşıyıp Rizespor’u ve şahsımı bu kurumlarla hizipleşen bu kurumlara karşı olan, taraftara karşı olan gibi göstermeye çalışanların hepsi de büyük yanlış ve ayrıştırma içerisinde olanlardır bunu bilesiniz. Biz Rizeliyiz arkadaşlar. Rizeli dedin mi; ülkenin birliğini, ülkenin menfaatini, birliği beraberliği isteyen insan olur. Böylesine bir durumda çıkıp da ayrıştırıcı, bölücü kin nefret kusan söylemler olduğunda, bizim de Rizeli olarak elbette sesimiz çıkar. Ben tribünde arkadaşlara bazen bir şey derim “Rizeli olmak var.” Bizim Rize’liliğimizde bazı şeyler vardır. Elbette ki biz saygımızı, sevgimizi, yerimizi biliriz ama kendini bilmez üç beş kişiye de pabuç bırakmayız. Bunu kurumlarla, bunu taraftarla, bunu sokakla özdeşleştirenler bilin ki bölücülük yapıyordur, ayrımcılığı yapan ta kendileridir. Biz asla bu kurumlarla bir derdimiz yoktur. Bunu yapanlar iyi irdelenmelidir. Bizim sözümüz ülkeye zarar verenlere, ayrıştıranlara, bölücülük yapanlara ülkenin huzuruna zarar verenleredir. Yoksa bizim en başta yola çıktığımızda sloganımız neydi? “Bir olmak, beraber olmak.” Biz bir oldukça beraber oldukça birbirine kenetlendikçe birbirini her kesimden, ne olursa olsun, kim olursa olsun, saçı rengi dili ne olursa olsun sevdikçe güçlü oluruz. Bizi böyle bir şeyle özdeşleştirmeleri, önce kanıma dokunur, şiddetle de bunu kınarım. Bizim asla ve asla ve kimseyle böyle bir kavgamız yoktur. Ama üç beş kendini bilmeze de, üç beş ayrımcılık yapmak isteyene de, ülkenin huzurunu kaçırmak isteyene de söyleyecek sözümüz de her zaman olur. Teşekkür ediyorum.

BİZİM TARAFIMIZ TÜRKİYE

Arkadaşlar bizim bir duruşumuz vardır. Bizim bir tarafımız vardır. Bizim tarafımız ne, Türkiye. Bizim tarafımız ne, birlik beraberlik, bizim tarafımız ne, huzur. Bizim tarafımız ne, Türkiye'nin bu ülkenin menfaati iyiliği, birliği güçlülüğü dirliği. Bu ülkenin içerisinde altı değil on altı tane de çıkar böyle ülkenin birliğini dirliğini istemeyecek olan adam. Biz de bu ülkenin bu Türkiye'nin tarafıyız. Biz Türkiye'yiz biz bu ülkenin bir beraber güçlü olmasını isteyen tarafız. Bizim karşımıza hiç taraf olmazsa zaten bu mücadeleler bu olaylar neden gerçekleşiyor arkadaşlar?

Bizim tek tarafımız var, Türkiye. Tek tarafımız var birlik beraberlik ülkenin menfaati. Bunun karşısında geçmişte olmadı mı kimse? Oldu. Gelecekte olmayacak mıdır? Olacaktır. Bizim karşımızda bu söylemlerimizin karşısında birileri bir şey söylüyor diye biz yanlış söylüyoruz hissine kapılmayız. Biz istişarelerimizi yaparız. Biz Allah inancımız gereği vatan inancımız gereği vatan sevgimiz gereği millet sevgimiz gereği doğrularımızı koyarız ortaya. Bunun dışında başka bir şeyden dolayı değildir, Türkiye sevdasından dolayıdır bu. Bunun karşısında on altı da olabilir, iki yüz elli altı da olabilir hiç fark etmez.

DEPREMZEDELERE YARDIM İÇİN YARIŞALIM

Bir tarzı olur insanların, bir tavrı olur. Bizim inancımız da şunu söyler hep; “Bir elin verdiğini diğer el duymasın.” Bazen bazı şeyler teşvik maksatlı açıklanabilir ama bizim böyle bir reklama, Rize’linin öyle bir reklama ihtiyacı yok. Bizim ettiğimizi, Rizespor’un ettiğini, buradaki arkadaşların ettiğini Allah biliyor. Bu tip şeyler de Allah rızası için ve vicdan için yapılmalı. Bunu şöyle söyleyeyim size, yani biz böyle bir yarışa girsek bu çok çok büyüklerin belki yüzü kızarırdı ama biz onun peşinde değiliz. Rizespor yapması gerekeni fazlasıyla yaptı ve yapıyor. Emin olun o yarışta ekonomik olarak da belirtsek reklam olacak, demeye gerek yok arkadaşlar. Bunlar vicdani işlerdir. Bunlar Allah ile aramızda olan vicdanımızla aramızda olan işlerdir. Bu konuda emin olun Rizesporlular olarak öndesiniz.