Pazar’da kara üzüm pekmezi geleneği sürüyor
Kış aylarının vazgeçilmez şifa kaynağının pekmez olduğunu ifade eden Gültekin, kara üzüm pekmezi demir ve kalsiyum içerdiği için birçok hastalığa da iyi geldiğini söyledi.
Eskisi kadar bol üzüm yetişmediğini kaydeden Gültekin, “Artık pekmez aranan yiyecekler arasında yerini almaya başladı. Önceki yıllarda yaptığımız pekmezleri kendi ihtiyacımızı karşıladıktan sonra akraba ve komşularımıza da verebiliyorduk. Ama şimdi maalesef kendi ihtiyacımızı zor karşılayabiliyoruz” dedi.
Gültekin, Karadeniz Bölgesi'ne özgü bir meyve olan kokulu kara üzümün, eskiden olduğu gibi önem verilerek yetiştirilip değerlendirildiği takdirde yöre insanına yüksek gelir getirecek bir ürün olacağını belirterek, son yıllarda piyasaların aranılan pekmezi haline gelen kokulu üzüm pekmezine gösterilen ilgi şimdiden bunun önemli bir göstergesi olduğunu söyledi.
Pekmezin yapılışını da tarif eden Gültekin, şunları söyledi:
“Tarım ilacı kullanılmamış üzümler yıkandıktan sonra ayağına sadece üzüm ezmek için kullanılan temiz bir çizme giyen kişi tarafından güzelce ezilir ve şırası çıkartılır. Çıkarılan bu şıra posasından ve tozundan ayrılmak için ince delikli torbalardan veya ince delikli süzgeçten süzülür ve bakır olan kaynama kazanına aktarılır. Kaynama esnasında pekmezin dip tutup yanık kokusunun oluşmaması için devamlı karıştırılmalı ve savrulmalıdır. Bu sırada kaynatma kabının kenarında ve şıranın yüzünde toplanan köpükler bir kepçe ile alınmalıdır. Pekmez kıvama geldiğinde pekmezde kırmızı köpük oluşur ve ağdalaşma dediğimiz durum gelir. Çeşitli denemelerle pekmezin kıvama gelip gelmediğini anlayabiliriz. Ayrıca tahta bir kaşığı pekmeze daldırıp, pekmezden çıkardığımızda son damlayı temiz bir tabağa damlattığımızda dağılmıyorsa pekmez olmuştur.”