Osmanlı'nın İhraç Ettiği “Likapa Çayı“ Yeniden Üretilecek
Yöre insanlarınca yüzyıllardır alternatif tıp alanında kullanılan likapa çayının Osmanlı döneminde Rusya'ya ihraç edildiğine dikkati çeken Çelik, likapa çayı üretmek için üç yıl önce başlattıkları çalışmalardan olumlu sonuç aldıklarını vurguladı.
Projelerinin üniversite ve TÜBİTAK tarafından desteklendiğini ifade eden Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu:
"Doğu Karadeniz Bölgesi'ndeki ormanlık alanlar ile yaylalarda yetişen likapa bitkisi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çay yapılarak Rusya'ya ihraç ediliyordu. Yüzyıllardır alternatif tıp alanında değerlendirilen likapa çayının tekrar yaygınlaştırılması ve alternatif tıp alanında kullanılması için proje hazırladık. Omü ve TÜBİTAK tarafından desteklenen proje kapsamında olumlu sonuçlar elde ettik. Likapa bitkisinin bölgemizde tekrar yetiştirilmesi ve yaygın hale getirilmesine çalışıyoruz."
"Siyah çay ve fındık, likapa çayını unutturdu"
Türkiye'de bilinen çayın Rize ve çevresinde yetiştirilmeye başlanmasının ardından ve fındık tarımının da gelişmesiyle geçmişte tüketilen likapa çayının unutulduğunu anlatan Çelik, "Likapa bitkisi ormanlık alanlarda ve yaylalarda yetişiyor. Bilinen çayın daha aktif yetiştirilmesi ve fındık tarımının gelişmesi likapayı unutturdu" dedi.
Likapanın farklı adlarla bilindiğine işaret eden Çelik, şunları söyledi:
"Bitki, Rize'de likapa, kaskanaka, ançera, çela, mehabak, Artvin'de motsvi, Trabzon'da ligarba, lifor, yer liforu, yer ligarbası, orman ligarbası, orman liforu olarak biliniyor. Giresun ve Ordu civarındaki ormanlar ile yaylalarda da yetişen likapa bu illerde çalı çileği olarak bilinmekte. Fakülte olarak üç yıl önce bitkiyi kültüre alarak yetiştirmeye başladık. Rize, Trabzon ve Giresun'da likapa bahçeleri kurduk. Yapraklarını çay olarak değerlendirmeye başladık ve olumlu sonuçlar aldık. Bölgede alternatif olarak yaygın şekilde yetiştirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
"Alternatif tıp için önemli bitki"
Çelik, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan insanlar tarafından yüzyıllardır alternatif tıp alanında değerlendirilen likapa bitkisini daha bilimsel ve kullanılabilir hale getirme amacında olduklarını anlattı.
Aroması ve özellikleri ile adeta bir sağlık bitkisi olan likapanın sürgünlerinden çorba, meyvelerinden de reçel, marmelat yapılabildiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Llikapa, eski dönemlerde dahi bağırsak kurtları, ağız içi yaralar ve iltihaplar için halk hekimliğinde kullanılmakta. Hamile bayanların hamilelik sancılarının giderilmesinde likapadan yapılan çayın iyi geldiği biliniyor. Ayrıca kalp krizi riskini azalttığı, damar sertliği oluşumunu engellediği, gece görüş kabiliyetini artırdığı, kansere karşı savaşan ellagic asit miktarı en fazla olan bitki olduğu biliniyor. Bunun yanında diyetlerin sağlıklı ve çok değerli bir parçasıdır. Göz yorgunluğunu giderdiği, şeker hastalığından kaynaklanan görme bozukluklarını engellediği de bilinir."
Doğal eczane denebilecek likapanın yaygınlaştırılması için adaptasyon bahçeleri kurduklarını dile getiren Çelik, deneme yetiştiriciliğinde büyük başarı sağladıklarını vurguladı.
Çelik, "Bugün yaklaşık 2 bin dekara yakın alanda üretim bahçelerimiz var. Sağlık açısından çok değerli olan bu bitkiyi tıbbi ve aromatik bitki olarak bol miktarda yetiştirmek ve insanlarımızın tüketimine sunmak istiyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Hüseyin Çelik, kültüre aldıkları bitkinin tescili için de çalışma yaptıklarını sözlerine ekledi.