Koranavirüs ve Düşündürdükleri
Abdullah UZUN
Çok değil, daha bir ay önce sokaklarda şen şakrak geziyorduk.
Bugünler aklımıza hiç gelmiyor. Getirmiyorduk.
Nereden bilecektik..!
Pazar Demokrasi Meydanında aşağı yukarı turlamanın bu kadar değerli olduğunu,
Ve bize bu turlamalardan dolay “Kaldırım Mühendisi” mi oldunuz diyenlerin sözlerini,
Hızır Tonyalı kardeşimizin dükkânında “Hızır Bir Çay Söyle” sözlerimizin ne kadar değerli olduğunu,
“Yarın ne olacak” diye düşünmeden uzun yılların plan ve projeleri ile kafa yormanın,
Sabah erkenden kalkıp, sahilde tur atmanın,
Mustafa Bozkurt abimizin büfesinde kısa da olsa sohbet etmenin,
Bu kadar değerli ve kıymetli olduğunu…
Şimdi evdeyiz. Yaş kemale erdi.65 olduk.
Ve Rabbim hanımla ilke ke bu kadar baş başa olmayı bize fırsat tanıdı.
Her şeyde bir hayır vardır.
Ben şerlerin bile içinde hayırları saklayan Rabbime daima şükür edip, emrine uymaya çalışıyorum.
Asla endişeye kapılmadım. Kapılmam. Rabbim “OL” demeden yaprak dahi kıpırdamaz.
Ben tedbir alırım. Gerisini Rabbime bırakırım. Ecel Gâvurun memleketinde çıkan bir “Virüs” le ölüm yazmışsa bunu beşerin önleme şansı asla yoktur.
Planlar yapıyorduk. Dağda karlar eriyor. Artık “gitme” zamanı geliyor diye..
Bizim planlarımızın yanında Allah’ın planlarının geçerli olduğu gafleti bize “ders” olsun.
Bu Virüste “Meydanda bir bardak Çay içmenin” ne kadar değer taşıdığını,
Arkadaşlarımızla asla küskünlük yaşanmamasının,
Kimsenin kalbinin kırılmamasının,
Ve dünyanın ne kadar küçük olduğunu,
Allah’ın kudretini yakından görüp, bir kez daha tefekkür etmenin önemli olduğunu ÖĞRENDİM.
Hoş geldin Melun VİRÜS, git artık. DERS aldık. Umarım yine eski halleri yaşamayız.
Yaşarsak da sırada bekleyen musibet gelir.
Ve dünya hayatı böylece geri videsi olmayan bir yolda, hep ileriye gidip MENZİL de son bulur.