Pazarspor'dan merhaba
Yazı yazmama amacımız herhangi bir kırgınlıktan dolayı değildir. İşlerimiz yoğun oluyor. Bazen maçlara bile gidemiyoruz. Ve yazı yazmak için de tek maç seyretmek yetmez.
Bir takım hakkında yorum yazmak için o takımın güçlü ve zayıf takımlarla yaptıkları maçlardan bir kaçını izlemeniz gerekir. Ben de sağlıklı bir yazı kaleme almak için 2012-2013 sezonu açıldığından bu yana birçok maçı seyretme imkânı buldum. O yüzden bu yazı biraz uzunca olacak. Siz sayın okuyucularım da sıkılmadan okuyun.
Pazarspor, Sandıklı maçı ile birlikte dokuz maçta 5 galibiyet, üç beraberlik ve 1 mağlubiyet alıp attığı 16 gole karşılık yediği altı golle 18 puan topladı.
Sandıklı maçına kendi evinde iki sakat oyuncusundan mahrum sahaya çıkan Pazarspor iyi bir oyun sergileyerek sahadan 2-1 galibiyetle ayrıldı.
Bu maçı, ilçe kaymakamı, belediye başkanı, başsavcımız, kulüp başkanı Hüseyin Yangın, siyasi parti başkanları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kapalı türbini dolduran taraftarlarla birlikte izleme imkânı buldum.
Pazarspor hakkında bu yazımı yazarken Takım Hocası Şevki Tonyalı ile istişare yapmadım. Bunu şundan söylüyorum. Ben maçı izledim. Ve bu yorum da sadece benim tespitlerimdir. Şimdi yoruma geçelim. Öncelikle Pazarspor da bu sene takımı üstlenen ekip, iyi bir arkadaşlık tesis etmişler. Bunun en önemli nedeni bu ekipte bulunan Şevki hoca, Selçuk ve Kenan hocalar artı bir de uzun süre Pazarspor’da top oynayan Ali Kulaksız; 1998 senesinde Malatyaspor’da takım arkadaşlarıydı. Kader, Ali’nin dışında bu üçlüyü Pazarspor’da buluşturdu. İşte başarının sırrının başlangıcı buradan başlıyor.
İkincisi; yönetim ve teknik heyet bana göre son beş senenin en fizikli takımını kurdular. Her mevkide alternatif futbolcular bulunuyor. Takım içinde uyum güzel. Görevini yapmayan tek sporcu da yok. Rakibin güçlü veya zayıf olması oyun anlayışını etkilemiyor. Bu gidişe umarım ki yönetimin de teknik heyetin işine karışmadığını düşünüyorum. Müdahale olduğunda birlik ve dirlik bozulur. Her kafadan ses çıktığında işler aksar. Ekonomik olarak sporcuların sıkıntı çektiğini de düşünmüyorum. Böyle olsa bile bunu seyircilere ve sahaya yansıtmıyorlar.
Pazarspor bu maça da yine diğer maçlarda olduğu gibi kazanmak için sahaya çıktı. Rakip de iyi takımdı. Sadece savunmada zafiyetleri vardı. 9, 10 ve genç oyuncuları 7 numarası iyi, geride 5 numara ise en çalışkanlarındandı. Numara olarak yazmamım nedeni şudur. Seyircilerim ve okuyucularım isim olarak değil sırt numarası ile maçları takip ettiklerindendir.
Bize gelince savunma bloğu görevini iyi yapıyor. Orta alanda Ali Osman ve ekibi de hem fizik gücü, hem de teknik olarak oyunlarını geliştirmişler. Forvette sadece solda Aykut çok iyi sporcu olmasına rağmen sanki görev alanı orası değilmiş gibi geldi. Ve sonuçta da kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Feyyaz’ı ben çok beğenirim. Uzun boyu ile tüm kafa toplarını alıyor. Rakip defansı ileri çıkarmıyor. Asistleri iyi. Yazık ki daha üst takımlara gidemiyor. Acaba bu işler de torpilleme yürüyor. Başkan Yangın bu işe el atarsa Feyyaz’ın da bir üst takımda oynama şansı olacağını düşünüyorum. Santrafor gol atamıyor deyip Feyaz’zı eleştirenlere söylenecek laf ise herkes kendi işine baksındır. Goller şöyle başladı: Feyyaz-Levent ve tecrübeli Evren üçlemesinin klasik paslarıyla son vuruşu Evren yaparak 1-0 la başladı. Ardından bu kez rakip, Sedat serbest vuruş, Yılmaz orta Yavuz göğüsle yumuşatma ve yine ortadan savunma hatasından bir gol daha durum 1-1 oldu. Ardından Ali Osman’ın ortası Levent’in vuruşu skoru 2-1 e taşıdı. Üç puan da Pazarspor un oldu.
Oyuncular gelince Kaleci Mahmut, iyi oyuncu. Defans iyi olunca kendisine de güveni tam. Bu güveni rehavete kapılıp asla bozmamalı. Fazla iş düşmedi. Selçuk, İyi bir sağ kanat oyuncusu savunmaya dayalı iyi de hücuma dayalı taktik gereği olacak çıkmıyor. Bana göre de iyi oluyor. Ona ileride iş düşmez yani fazla gerek yok. Çıkılacak yerde zaten çıkıyor. Solda Devrimcan, Teknik, taktik, oyunu okuma mükemmel de daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Pazarspor’un hakikaten bu gibi kaliteli oyunculara ihtiyacı vardır. Biraz daha fizik gücünü yükseltirse bu takımın da üstünde takımlara gidebilir. Eyüp, Sakin ve görevini yapan tipik bir durdurucu. Erdinç de son adam ve durdurucu görevini Eyüp’le güzel yapıyorlar. Bazen sen al, ben al derken hata da yapıp kalelerinde bugün olduğu gibi gol görüyorlar. Erdinç de iyi oyuncu. Yeteneği de var. Avantajlı olan uzun boyu güçlü fiziği ile rakip forvete isterse göz bile açtırmaz. Yeter ki işini bugün olduğu gibi devamlı ciddi yapsın. Ali Osman için sadece Allah yolunu açık etsin. Her yönüyle iyi bir oyuncu oldu. İnşallah daha güzel ve üst takımların birinde görürüz. Levent, çok çalışıyor. Güçlü fiziği var. Sanki biraz saldırgan oynuyor. Bu da oyununu etkiliyor. İşine baksa çok iyi olacak. Yetenekli bir futbolcu. Randımanı bu değildir. Gereçek Levent olması gerekiyor. Beklentisi olan bir oyuncu. Yüksel’in, iyi bir tekniği var. Biraz daha koşması gerekir. Orta alanda diğerleriyle uyum içinde çalışıyorlar. Sadece top çalıp atmakla değil, boş alanlara kaçıp ani ataklara da katılması gerekir. Hücumda çoğalmak için orta alandan forvete güç vermesi gerekir. Feyyaz için yazdım. Tam aradığım bir orta uç. Yanında onu takip eden bir kısa koşucu mesela bu işi Levent yapabilir ama görevi bu olmayabilir tabi. Feyyaz’a şunu söylemek istiyorum: Sen oyununa bak. Hocanı dinle. Sana çok güveniyor, bunu sen de biliyorsun. Ve sana değer veriyor. Gol atmak önemlidir de atamamak yolun sonu değildir. Senin gibi bir futbolcu her takıma lazımdır. Evren kalitesi hakkında yazı yazıp yorum yapmayacağım. Nerelerden nerelere. Pazar için gelip burada ter döküyorsa ondan fazla bir şey değil. Sadece takımdaki gençlere ağabey olmasını onlara tecrübelerini aktarmasını istiyorum. Aykut, yukarıda yazdım. Son kez diyorum. İstersen dinle, istersen dinleme. Kendine bak. Futbolunu oyna. Yoksa senin gibi bir yetenek başlamadan biter. Futbolcu her zaman haklı kart görmez. Bazen haksız yere de görür. Bağırıp çağırmak sonucu değil senin geleceğini etkiler. Sana bir gözlemci olarak söylüyorum. Böyle bir hatayı bir daha asla yapma. Bu camia hata affetmez. Seni soyunma odasına götürmeye çalışan Evren ağabeyine bak ve onu çok iyi dinle. Yoksa sen kaybedersin.
Teknik heyet e iki söz. Şevki hocam kulübede otur. Satranç gibi top oynayan sporcularını seyret. Gereğince bağırmak değil de vücut diliyle kendini hissettir. Bağırmana gerek yok. Olur ki bu durumdan sporcuların olumsuz etkilenir de zararı hep birlikte çekeriz. Ekibin iyi, Allah yolunuzu açık etsin.
Bu yazıdaki yorumlar sadece bana aittir. Yanılmış da olabilirim. O yüzden teknik heyet, yönetim, sporcular ve seyirciler darılmasınlar. Amigo Mika’nın da hakkını yememek lazımdır. Maç boyunca ekibi ile tribündeydi.