Bizi eleştirin ama okulumuza dokunmayın

Aynı zamanda bilindiği gibi Pazar Meslek Yüksekokulu Derneği’nde de görev yapıyorum. Elimizden geldiğince Pazar’a hizmet ediyoruz. Çok şükür bundan şikâyetçi de değiliz. Arkadaşlarım da öyle. Fakat bazı gerçekleri siz değerli okuyucularımla paylaşmayı uygun gördüm.

Pazar ilçemizde hizmet yapmak zordur. Bunu yıllar öncesinde duymuş fakat yaşamamıştım. Sokakta her kesimden insanlar konuşur ama hizmete sıra gelince yanaşmazlar. Bir de maddi külfet işin içinde varsa o zaman bırakın görev almayı, görev alanların gözüne bile gözükmezler. ‘Belki yardım talebinde bulunurlar’ diyerek kaçamak davranırlar. Yine de Pazar aşkını içinde taşıyanlar hizmet için durmadan çalışıp duruyorlar.

Bunların kimler olduğunu sizler de ferasetle görüyorsunuz. Siyaset sahnesinde, sivil toplum kuruluşlarında veya farklı yer ve zeminde olanları sizler tanıyorsunuz. Okuyucularıma şunu net bir şekilde söylemek isterim ki siz Pazar’a hizmeti kendi çıkarlarınızın üstünde görmediğiniz takdirde bu hizmeti yapamazsınız.

Yapacak olduğunuz herhangi güzel bir hizmetin daha başında sizin önünüze çıkanlar işe koyulduğunuzda hemen “o, ooo çok güzel bir hizmet tebrik ederim” derler, aynı kişiler zaman geçtiğinde arkanızdan veryansın ederler. Bu dürüstlük değildir. Hakkaniyet taşıyan bir davranış da değildir. Düpedüz riyakârlıktır. Riyakârlıktan da Allah’a sığınıyoruz.

Yüksekokul Derneği çalışmalarıyla ilgili basında haberler çıkıyor. Bu bizim açımızdan çok da iyi oluyor. Çünkü okulumuzun reklamı yapılıyor. Ben haberlerden çok yorumlara bakıp değerlendirme yapıyorum. Olumlu yorumlar olduğu gibi bazen de olumsuz yorumlar oluyor. Bizi uyaranları tebrik etmek istiyorum ama şifreli isimlerle yazdıklarından dolayı kendilerine ulaşamıyorum. Peki, neden kendi ismi ile değil de rumuzla yorum yazıyorlar? Yoksa yazdıkları yorumlardan çekiniyorlar mı? Beni ve arkadaşlarımızı tanırlar; ayıp olur diye mi düşünüyorlar? Siz yorumlarınızda dürüst olarak davranırsanız sizlere kim ve kimler laf diyebilir? Ama her işe muhalefet mantığı ile doğruyu bile yanlış anlayıp yorum yaptığınızda elbette gerçek adınızı değil ‘rumuz’ kullanmak zorunda kalırsınız. Biz de size cevap veremeyiz. Fikirlerini açıkça beyan etmekten çekinmek mertlik değildir. Madem ortada bir yanlışlık var, o zaman yorum yazarken adınızı yazın. Veya bizi herkes tanır. Halka açık olan dernek binamızda aksaklıkları bize anlatırsınız. Biz de size teşekkür ederiz. Aynı zamanda dernek binasının yolunu da öğrenmiş olursunuz.

Köşe yazılarıma yazılan yorumlara hiçbir zaman tepki koymadım. Koymam da. Bu gayet normaldir. Ben kendi düşüncelerimi yazarken, diğeri bunu uygun bulmaz, bulmak zorunda da değildir. Kendine göre hislerini karıştırmadan “doğrusu budur” yorumunu yapar. Buna diyeceğimiz de olamaz. Dorusu da budur. Ama Pazar’da kurulan yüksekokulumuz, şimdi ise fakültemize ve ona mesai saati gözetmeden hizmet eden deneğimize laf dediğinizde işte o zaman şartelim atar!

Ne katkı veriyorsunuz da okulumuzu yıpratıcı yorumlar yazıyorsunuz? Dernek hakkında yapılan olumsuz yorumlara belki bir yere kadar katlanırız da okulumuz hakkındakilere asla. Daha gidip binamızı görmeyenler atıp tutuyor. Bu okul Pazar’a kolay kazandırılmadı. Biz dernek olarak bu gayretlilerin içinde bir cüz’üz. Hiçbir maddi geliri olmadan sadece üye aidatlarıyla okulumuzun bunca ihtiyacını karşılayan derneğimize laf dedirtmem. Diyenleri de bu derneğin başkanı olarak sert bir şekilde uyarırım. İyi niyetliler konumuzun dışındadır.

Pazar’da hizmet işte bunun için zor. Biz bu yola çıktığımızda bunları biliyorduk. Pazar’da belirli bir grup kendilerinden başkalarının gönüllü hizmet yapmalarından hoşlanmaz. İşin içinde rant olsa kimseye bırakmazlar! O yüzden bizleri eleştirenler bilmeden okulumuzu eleştirip haksızlık yapıyorlar.

Ziraat ve Doğa Bilimler Fakültesi olarak kurulan okulumuza ileriki yıllarda belki de mübalağa etmiyorum üç bin öğrenci gelecek. Bunun rantını bizler değil Pazar’da ticaretle iştigal eden her bir müessese elde edecektir. Peki, “göç veriyor” diye dert yandığımız ilçemiz başka nasıl kabuğunu kıracak? Bu köhnemiş zihniyetlerle kabuk kırılmaz. Kırılsa kırılsa ‘kalp’ kırılır. Onun da tamiri yoktur. Tekrar ederek söylüyorum. İlçemizde kurulan fakülte için tüm Pazar halkı tek vücut olmalıdır. Parazit sesler çıkmamalıdır. Bu bölümleri dernek olarak biz değil, akademisyenler açtı. İyi de oldu. Samsun –Artvin arası bölgemize hitap edecek fakültemize herkes elinden geldiği kadar yardım etmelidir. Bu bizim kadar Pazar’da yaşayan her ferdin görevidir. Hep kendi menfaatlerimizi düşünmeyelim. Biraz da toplum menfaatlerini düşünsek olmaz mı? Hem bundan kim ve kimler zarar görür? Sizlerden maddi yardım değil, güzel bir sözle destek bekliyoruz. Onu da yapamıyorsanız susun yeter!