Çay sektörü hastalıklı insan gibi
Çay sektörüyle ilgili güzel şeyler söylemenin zor olduğunu ifade eden Bayramoğlu, şöyle devam etti:
''Sektörümüzde kalitenin yanında çok ciddi bir fiyat kaosu yaşanıyor. Türkiye'de çay sektöründe herhangi bir düzenleme olmadığı için ve kota sistemi gelişmediği, arz fazlasının piyasaya sürülmesi nedeniyle fiyatlar kaçınılmaz olarak geriye gidiyor. Düzenleme olmadığından bu zamana ve yeni düzenleme olana kadar kuru çay sektöründe yılda 350 milyon lira Rize'ye girmemektedir. Bu para Trabzon için 50 milyon lira, Giresun için 30 milyon liradır. Bu yıl KÖYDES kapsamında ortalama 1 ile 15 milyon lira ayrıldığını düşününce Rize'ye yılda 23 katı paranın düzenleme olmadığı için girişini engellemiş durumdayız.''
Sürekli olarak zarar eden çay sektörünün bu yıldan itibaren çok daha zor bir döneme gireceğini savunan Bayramoğlu, şöyle dedi:
''Bu yıla kadar düzenli olarak yaş yaprak bedeli ödeyen piyasa, bu seneden sonra vadeli sistemle de paraları ödeyememe ile karşı karşıya kalacak. Bu da yeni sezonda müstahsilin cebine girecek paranın girmemesine, sektöre olan güveninin gittikçe kaybolmasına neden olacak. ÇAYKUR'un düzenli para ödemesi, sektörü kurtaran bir durum değildir. Sosyal sorumluluk projesi ile bu görevi üstlense de ticari olarak bakıldığında birçok ihtiyacı bir arada gidermek ve bu sorunu hükümete dayalı bir sistemle çözmek zorundadır. Piyasada fiyatlar aşağı doğru oluştukça ne kadar marka olursanız olun fiyatları yukarı çekemezsiniz. Sektörden üretip de kar ederek mal satıyorum diyen hiçbir firma bulamazsınız.''
Bayramoğlu, çay sektöründe düzenlemenin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
''Toplumsal olarak bu düzenlemeye ne zaman 'evet' diyeceğiz. Fiyat, kalite mekanizması, atıkların düzenli olarak toplanması, gübrelemeye yönelik yapılacak eylem planlamasının bir sisteme girmediği müddetçe konuşulmasının bir anlamı olmaz. Hangi şartta ve zeminde olursa olsun, müstahsilin alacağı paranın garanti altına alınması, üreticinin tüketiciye iyi ürün ulaştırması için olmazsa olmaz düzenlemedir. Çayda düzenlemenin adı yeni kanundur. Çay Kanunu çıkmadığı, düzenleme ciddi bir mekanizmaya getirilmediği müddetçe önümüzdeki yıllarda çay konusunu konuşmaya devam edeceğiz. Ama sadece konuşmuş olacağız.''
Çay sektörünün düzenleme yapılamaması halinde birçok sorunla boğuşmaya devam edeceğini anlatan Bayramoğlu, ''Çay sektörü hastalıklı insan gibi. Sektörün ısısının düzene girmesi, tedavi modeli bir günde olmaz. Çay sektörünün tedavisi ciddi bir düzenleme modeliyle olur. Bunun için de herkes üzerine düşeni yapmalı. Çay sektörünün sorunlarının hiç değilse 2012'de tespit edilip 2013'e yönelik bir eylem planının yapılması gerekir'' diye konuştu.
Ali Bayramoğlu, Türk çayının DNA'sının çıkarılması için çalışma başlattıklarını belirterek, şunları kaydetti:
''Bu, dünyada ilk defa yapılan bir uygulama ve dünyaya ışık tutacak bir çalışma olacak. 400 ayrı noktada çaylarımızın DNA'sını ortaya koyacağız. Türk çayı ile farklı bölgelerdeki çayların ayırt edilmesini sağlayacağız. Her türlü tedbir alınmış olmasına rağmen kaçak çayın ülkemize girdiğine şahit oluyoruz. Bunu yapan firmalar nasıl olsa, (Biz bunu yapıyoruz, hiç bir şekilde de denetlenmiyoruz) hissine kapılmasın. Üç ay sonra her şey masaya yatırıldığında kimse şaşırmasın. Türk çayının DNA'sının çıkarılmasıyla ve ilave tedbirlerle çay kaçakçılığında önemli işler yapmış olacağız.''
-Rize Ziraat Başkanı Paliç'ten basın toplantısına tepki-
Bu arada Rize Ziraat Odası Başkanı ve Ulusal Çay Konseyi Yönetim Kurulu üyesi Nevzat Paliç, basın toplantısının saat 13.30'da yapılacağının açıklanmasına rağmen Bayramoğlu'nun 13.00'da basın açıklaması yapmasına tepki gösterdi.
Paliç, basın toplantısına katılarak, Bayramoğlu'nun konuşmasının ardından söz aldı. Bayramoğlu'nun yaptığı açıklamaların konsey üyelerinin ortak fikriymiş gibi algılanmaması gerektiğini dile getiren Paliç, ''Biz kendisiyle yaptığımız toplantılarda sürekli Vdcasino değişmesi gereken maddeleri söyledik. Gerekli açıklamaları yaptık. Ancak çıkıp herkesin ortak fikriymiş gibi açıklama yapması yanlış. Açıklama yaparken kendi fikri olduğunu, konseyin fikrinin bu olmadığını açıkça söylesin'' dedi.