Bakan Yazıcı Rize'de plaket verdi
İçinde bulunulan dönemin dünya, özellikle de Avrupa ekonomisi için oldukça kırılgan bir yapı arz ettiğini ifade eden Yazıcı, ''2008-2009 yılında küresel büyüme negatif olarak gerçekleşmişti. 2010 yılında dünyanın pek çok bölgesinde ciddi bir toparlanma yaşandı. Ancak 2011 yılının özellikle ikinci yarısından itibaren hem 2011 yılına hem de bundan sonrasına dair beklentiler olumsuz bir seyir izlemeye başladı. Mevcut durum Hermesbet dünya ekonomisinin 2011 ve 2012'de ortalama yüzde 4 büyüme beklentisini ortaya koymaktadır. Dünya ticaretinde 2009 yılında yüzde 10,7'lik bir daralma yaşanmıştı'' dedi.
Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve bu sıkıntılı sürecin herhangi bir olumsuzluğa yol açmaması için atılması gereken bütün adımları attıklarını dile getiren Yazıcı, şöyle devam etti:
''Ülke olarak büyümeye devam ediyoruz. Hatta uzun vadeli ortalama diye adlandırılabilecek büyüme oranlarının üzerinde büyüme kaydediyoruz. Geçen yıl yüzde 9 büyüdük. 2011 yılının ilk yarısındaki yüzde 10,2'lik büyüme oranımızla bu dönemde dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldık. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle Türkiye, dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen 2010 yılında milli gelirini yüzde 9 oranında arttırdı. Böylece OECD ülkeleri içerisinde Türkiye en yüksek büyüme hızına ulaşmış, kişi başına gelir 10 bin doları aşmıştır.''
Satın alma gücü paritesine göre milli gelir sıralamasında yaklaşık 1 trilyon dolarlık Gayri Safi Yurt İçi Hasılası ile Türkiye'nin, dünyanın en büyük ekonomileri içinde 16'ncı sırada yer aldığını anlatan Yazıcı, şunları söyledi:
''Ekonomide sağlanan bu olumlu gelişmeler istihdama da yansıdı ve 2009 yılının ikinci yarısından itibaren işsizlik dünyadaki yükselme eğiliminin tersine ülkemizde düşme eğilimine girdi. 2010 yılında yüzde 11,9'a inen işsizlik 2011 yılının Ağustos ayında yüzde 9,2'ye kadar geriledi. Ekonomik gidişatın en önemli göstergelerinden biri olan güven endekslerinin ülkemiz için hem reel kesim bazında hem de tüketici güveni bazında yüksek seviyelerde olduğunu memnuniyetle görüyoruz. Zaten iç piyasamızdaki bu hareketlilik reel kesimin, reel sektörün yoğun bir şekilde yatırım yapmaya devam edişi, rakamlarla da bize bu güvenin hangi boyutta olduğunu göstermektedir.''
Bakan Yazıcı, ekonomide güven unsurunun sağlanmasının temelde iki alanda başarının ve başarıda sürekliliğin sağlanması ile mümkün olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti:
''Bu alanlardan ilki bankacılık sektörünün hem üretici kesim hem de tüketiciler gözünde güvenilir bir yapıya kavuşturulmasıdır. AK Parti hükümetleri olarak yaptığımız reformlarla bankacılık sektörünün düzenleme ve denetleme çerçevesini son derece güçlü hale getirdik. Böylece dünyadaki kriz dalgası Avrupalı ve Amerikalı finans kuruluşlarını yıpratırken bankacılık sistemimiz dimdik ayakta kaldı. Bunun bir göstergesi olarak 2002 yılında toplam varlıklarının yüzde 23'ünü kredi olarak kullandıran bankaların, 2011 yılı Nisan ayı itibarıyla varlıklarının yüzde 53,7'sini kredi olarak kullandırmasını örnek verebiliriz. Yine 2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımız, 2010 yılında 113 milyar dolara çıkmış, cari açığın Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya oranı düşmeye başlamıştır.
İkinci alan ise kamu maliyesi alanıdır. Hem Avrupa'da hem Amerika'da borç stoku hızla yükselirken, kamu açıkları çok yüksek seviyelerde seyrederken Türkiye'nin hem bütçe açığı hem de borç stoku oldukça makul ve düşük seviyelerdedir. Şu anda Türkiye'nin bütçe açığı Avrupa ortalamasının çok altındadır. Bütçe açığı ülkemizde 2010 yılında yüzde 3,6'dır. 2011 yılı tahminimiz ise yüzde 1,7'dir. Aynı şekilde borç stokumuzun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya Oranı yüzde 42,2'yle, yüzde 85,5'lik Avro bölgesi ortalamasının yarısından daha azdır.''
-Hal Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu-
Bakan Yazıcı, gelecek yıl yürürlüğe girecek Hal Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hakkında da bilgi vererek, ''Hal Kanunu ile Türkiye'de 2009 yılı rakamlarına göre 26 milyon ton sebze ile 16 milyon 600 bin ton meyve üretimi kayıtlı hale gelecek. Hal Kanunu ile tüketici, üretici ve sanayicinin hakları daha iyi korunacak ve bu alanda yoğun olarak hissedilen kayıt dışılık ortadan kaldırılmış olacak. Türkiye'de üretilen meyve sebzenin sadece yüzde 5'i ihraç ediliyor. Geri kalan ve iç piyasaya sunulan üretimin yüzde 25'i de çeşitli nedenlerle kullanılamaz duruma geliyor. Kullanılır durumdaki ürünün de ancak yüzde 30'u kayıta giriyor, yüzde 70'i kayıt dışı kalıyor'' dedi.
Gümrüklere bu yıl 5 bin kadro alındığını, böylece gümrükleri beşeri kaynaklı sorundan kurtaracaklarını dile getiren Bakan Yazıcı, ''Şimdi bu insanların eğitimi önemli. Gümrüklerle ilgili çok mesafe alındı, ama yapacak daha çok işimiz var. Gümrüklerle ilgili yeni bazı çalışmalarımız yapıyoruz. Gümrükte tüm işlemlerin tek bir yerde yapılması yönünde çalışmalar sürüyor. İhraç edilen ürünün daha kolay çıkması için önemli planlamalarımız bulunuyor'' diye konuştu.
Gürcistan ile yeni gümrük kapıları oluşturulması için çalışmaların sürdüğünü anlatan Yazıcı, Gürcistan'a kimlikle geçiş için bazı teknik çalışmalar yapıldığını kaydetti.
-Vergi rekortmenlerine plaket verildi-
Törende daha sonra gelir ve kurumlar vergisinde dereceye girenlere plaket verildi.
Törene, Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, AK Parti Rize Milletvekili Nusret Bayraktar, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Rize Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz, Rize Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ofluoğlu, Rize Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan ile işadamları katıldı.