Hakan Şükür AK Parti'den istifa etti

Şükür, istifasıyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada, son günlerde yaşanan ve vicdan sahibi herkesi derinden üzen bir kısım gelişmeler üzerine açıklama yapma zorunluluğunun ortaya çıktığını belirterek, "Politika benim hiçbir zaman birinci önceliğim olmadı. Ama Sayın Başbakan'ın samimi davetini geri çevirmek, temsil ettiği makama ve şahsına olan saygımdan ötürü yakışık almazdı. Ailemin de destek ve dualarını alarak Sayın Başbakan'ın davetini kabul ettim. AK Parti, son 11 yılda Türkiye'de çok önemli başarılara ve reformlara imza attı. Ancak dershanelerle başlayan süreçte takınılan anlamsız tavırlar pek çok vicdan ehlini rencide etti" ifadelerini kullandı.

"Daha önce, gösterilen tepkilerden ötürü bazı kararlarından dönme erdemi gösteren Sayın Başbakan'ın bu konudaki bütün ısrarlı anlatımlara, sitemlere ve taleplere kulaklarını tıkamasını anlayabilmiş değilim" görüşünü savunan Şükür, açıklamasında şunları kaydetti:

"Dershaneler konusunun, samimi insanların taleplerine kulak verilerek olumlu bir noktaya geleceği ümidini bugüne kadar besledim. Bunu beklerken dershanelerin benim de bulunduğum bir ortamda KCK yapılanmasına benzetilmesi ve özür dilenmek bir yana, bu açıklamalara Sayın Başbakan ve parti yönetimi tarafından bir tepki verilmemesi vicdanımı derinden yaralamıştır. Bu tartışmanın daha sonra başka alanlara çekilmesi de hiç hoş olmamıştır. 20 seneden fazla bir süredir hizmet hareketini ve Muhterem Hocaefendi'yi tanıyor ve seviyorum. Referandum başta olmak üzere milletin hayrına gördükleri bütün meselelerde Hükümet'i var güçleriyle destekleyen, kapı kapı dolaşıp insanları ikna eden, yurt dışından binlerce insanı fedakarca oy kullanmaları için taşıyan, AK Parti kapanmasın diye dualar eden bu samimi insanların şimdi düşman muamelesine tabi tutulması, en hafif tabirle vefasızlıktan başka bir şey değildir.

Açıklayacağı karardan sonra şahsına yönelik bir kısım karalama kampanyalarının da başlayacağını bildiğini belirten Şükür, "Sporculuk hayatımdan beri, benzerlerini defalarca yaşadığım bu duruma alışkınım. Daha 2002 yılında Hocaefendi'yi sevdiğimi söylemiş ve bunun bir suç olduğu algısını oluşturmak için DGM'de ifadeye çağrılmıştım. İfademde de söylediğimi inkar etmeden aynı duygularımı belirtmiştim. Bugün de düşüncemde hiçbir değişiklik olmamıştır. Büyük umutlarla girdiğim AK Parti'den üzülerek istifa ettiğimi, milletin vekili sıfatıyla siyasi hayatıma bağımsız olarak devam edeceğimi bildiriyorum" dedi.