''Bedir'den Çanakkale'ye'' konferansı
Bedir Savaşı ile Çanakkale Savaşı'nın varoluş mücadelesi olduğunu ifade eden Hacımüftüoğlu, ''Bedir Savaşı'ndaki ruh ile Çanakkale Zaferi'ndeki ruh arasında hiçbir fark yoktur. Bedir'de zaferi nasip eden güç neyse, Çanakkale'de sayısız top, tüfek, asker ve teknolojiye karşı da zafer kazanan güç oydu'' dedi.
Bedir Savaşı'nda 314 kişinin aç, susuz, elbisesiz binlerce düşmana karşı savaştığını vurgulayan Hacımüftüoğlu, şöyle devam etti:
''Çanakkale Savaşı öncesinde 1912-1915 yıllarında Osmanlı devleti 1 milyon 200 bin şehit vermişti. Bu şehitlerin çoğu okumuş, tahsilli insanlardı. Çanakkale Savaşı'na savaşlarla yorgun düşmüş bir ülke olarak girmiştir. Çanakkale Savaşı'nda lise öğrencileri cephede korkusuzca savaşmıştır. Yaşları 15-16 olan gencecik çocuklar, emperyalizme karşı büyük bir mücadele ve cesaret örneği göstermiştir.''
Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, tarihin bir milletin hafızası olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Tarih bilgileri sürekli tazelenmeli ve hafızada kalmalı. Gelecek nesillere anlatılmalı. Bu konuda çok dikkatli olmalı ve asla gevşememeliyiz. Maalesef çok farklı bir yeni nesil yetişiyor. Ecdadımızın verdiği mücadeleyi hayal bile edemiyor. 'O zamanlar öyleydi, ne yapalım' gibi sözlerle geçiştirilecek bir tarihimiz yok. Bedir Savaşı olmasa, Malazgirt harbi olmasa, İstanbul fethedilmese, Çanakkale Zaferi yaşanılmasa bugün hiç birimiz buralarda olamazdık.''